Esas No: 2021/5678
Karar No: 2022/8260
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5678 Esas 2022/8260 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/5678 E. , 2022/8260 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat davasının dayanağı olan ... Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/188 esas, 2015/143 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren iskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs suçundan 11.02.2011-19.06.2014 tarihleri arasında 1224 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 217.679,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 78.871,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacı hakkında düzenlenen tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde infaz tarihleri ilgili ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği, mükerrer dava olup olmadığının araştırılması gerektiği, kabule ve uygulamaya göre de; maktu vekalet ücretini aşan vekalet ücretinin ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, yine davacının eşinin cezaevi ziyaretleri için yaptığı yol masraflarının da 5271 sayılı CMK'nın 141 ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği, tutuklandığı tarihte emekli olan ve bunun dışında kayıtlı bir çalışması bulunmayan davacının tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak kazanç kaybı tutarının maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının tutuklandığı tarihten çok önce, bir süre çalıştığı işe ilişkin ücreti esas alınarak hesaplama yapılması suretiyle kazanç kaybının fazla tayini, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, davacı lehine hükmolunan tazminat miktarı dikkate alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 25.773,63 TL maddi, 280.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılarak 29.854,15 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı hesap yapılarak maddi tazminatın eksik tayini,
2- Hüküm tarihi itibari ile dairemizin bozma kararı doğru olmakla beraber hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 15/08/2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 5271 sayılı CMK'nın 142/9. maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınmadan, davacı lehine kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün birinci paragrafında bulunan maddi tazminat miktarının ''29.721,77'' TL'ye yükseltilmesi, hükmün ikinci paragrafında yer alan vekalet ücretine ilişkin bölümün hükümden çıkarılarak, yerine ''15/08/2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 5271 sayılı CMK'nın 142/9. maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak, 8.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ... Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine'' cümlesinin yazılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.