Esas No: 2022/2819
Karar No: 2022/8267
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/2819 Esas 2022/8267 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/2819 E. , 2022/8267 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan ... Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.04.2015 tarihli ve 2014/181 esas, 2015/145 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren iskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs suçundan 24.02.2010-22.06.2010 tarihleri arasında 118 gün, 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri arasında 971 gün, toplamda ise 1089 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 74.652,00 TL maddi 850.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 400.000,00 TL manevi tazminatın 24.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, davacı hakkında iki farklı dönemde koruma tedbiri uygulandığı dikkate alınarak, her bir koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı manevi tazminat miktarları belirlenip, belirlenen her bir tazminat miktarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmemesi, davacı lehine tayin olunan tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, bu miktarın altında kalacak şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 24.02.2010-22.06.2010 tarihleri için 25.000,00 TL manevi, 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri arasındaki dönem için hükmedilen manevi tazminatın belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde çok eksik manevi tazminata hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.