14. Hukuk Dairesi 2012/1653 E. , 2012/2434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 1564 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “... oğlu ...” biçimindeki kimlik bilgilerinin “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Somut olayda, davacı maliki olduğu taşınmazlardaki kimlik bilgilerinin nüfus bilgileri ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, nüfus müdürlüğünden, tapu kayıtlarında malik olarak görünen “... oğlu ...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Araştırma sonucu, davacı dışında, taşınmazın bulunduğu köy dışında nüfusa kayıtlı, “... ve ... oğlu, 01.07.1868 doğum tarihli 22.06.1919 tarihinde vefat eden ...” ve “... ve ... oğlu,27.05.1929 doğum tarihli,15.01.1934 tarihinde vefat eden ...” kayıtları bulunmuştur. Mülkiyet nakline neden olunmaması için anılan kişilerin mirasçıları tanık sıfatıyla dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, mülkiyet nakline neden olacak biçimde eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.