Esas No: 2012/6711
Karar No: 2012/11532
Karar Tarihi: 26.12.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6711 Esas 2012/11532 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Göğü Köyü çalışma alanında bulunan 521 parsel sayılı 34431,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ...ve müşterekleri tarafından kullanıldığı şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. 522 parsel sayılı 20773,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek çamlık vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı şirket vekili çekişmeli taşınmazın müvekkiline ait olduğunu iddia ederek çekişmeli taşınmaz üzerinde müvekkili lehine zilyetlik şerhi verilmesi talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine, asli müdahilin davasının kabulü ile, dava konusu Balıkesir İli Dursunbey İlçesi Güğü Köyü 205 ada 521 sayılı 2/B parselinin ham toprak vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesindeki 1 numaralı şerhin korunarak, 2 numaralı şerhin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. Taraf teşkili dava şartı olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına ilişkin karar verilmesi mümkün değildir. Somut olayda dava 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunlu olduğu halde; dava, sadece beyanlar hanesinde zilyetlik şerhi verilen kişiler aleyhine açılmıştır. Mahkemece davacıya davasını Hazine"ye de yaygınlaştırma olanağı tanınarak, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilmediği gibi; dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde taşınmazın 1341 doğumlu ... ve müşterekleri kullanımında olduğu yazılı belirtildiği halde, davacı şirket vekilinin dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği 1941 doğumlu ..."nın, tutanakta lehine zilyetlik şerhi verilen İbrahim olup olmadığı araştırılmamış, farklı bir kişi ise çekişmeli taşınmazda zilyet olan ... da uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği üzerinde durulmamıştır. Taraf teşkili dava şartı olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, hüküm tarihi olan 31.05.2011 tarihinden sonra 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun"un 9. maddesinin 2. bendinde yer alan "Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar; Hazine tarafından kişiler aleyhine açılmış ve devam eden davaların durdurulacağı" hükmünün göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.