Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9394 Esas 2015/6144 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9394
Karar No: 2015/6144

Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9394 Esas 2015/6144 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verdi. Ancak, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunmanın dolandırıcılık suçunu oluşturmayacağına dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına atıfta bulunarak, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle hüküm bozuldu. Ayrıca, hapis cezası asgari hadden tayin edilirken adli para cezasının alt sınırdan uzaklaştırılması ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesiyle ilgili iptal kararının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, suça konu senetin aslının duruşmaya getirilip incelenmesi gerektiği ve sanık ile katılan arasındaki alacak/borç ilişkisinin araştırılması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Yasanın 211. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
21. Ceza Dairesi         2015/9394 E.  ,  2015/6144 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle somut olayda; suça konu senedin önceden doğan borç karşılığında sanığa verildiğinin iddia edilmesi, taraflarca aksinin beyan edilmemesi karşısında, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Sanığın aşamalarda katılanın kendisine olan borcu nedeniyle suça konu senedi ortak tanıdıkları olan ... vasıtasıyla kendisine gönderdiğini kendisi tarafından sahte olarak tanzim edilmediğini savunması, tanıklar ... ve ..."in bu savunmayı doğrulamaları, katılanın da beyanlarında sanık ile aralarında önceden alacak/borç ilişkisi bulunduğunu ifade etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve suç unsurlarının tespiti bakımından; öncelikle belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, suça konu senet aslının duruşmaya getirtilip incelenmesi suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp bulunduğunun anlaşılması halinde, sanık ve tanıkların beyanlarında ismi geçen ... açık adres bilgilerinin sanıktan sorulup, zabıta marifetiyle araştırılıp tanık olarak duruşmaya celbi ile beyanına başvurulması, sanık ile katılan arasında gerçek bir alacak/borç ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılıp subütü halinde sahteciliğin 5237 sayılı Yasanın 211. maddesindeki “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla” yapılıp yapılmadığı tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Kabule göre de;
    a) Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken hapis cezası asgari hadden tayin olunduğu halde ayrıca gerekçe gösterilmeden hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi yasaya aykırı,


    b) T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 10.12.2015 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara