Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9569 Esas 2021/4617 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9569
Karar No: 2021/4617
Karar Tarihi: 15.06.2021

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9569 Esas 2021/4617 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/9569 E.  ,  2021/4617 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : 1)TCK"nın 314/2, TCK"nın 220/7, 3713 sayılı
    Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri
    uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf

    başvurusunun esastan reddi (Sanıklar Mehmet Burak
    Dalbudak, ... ve ...
    yönünden),
    2)TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın
    62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
    (Diğer sanıklar yönünden)

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatları, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
    1)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafileri, sanık ... Yakar müdafi ve sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık ... yönünden ..., sanık ... yönünden .... ve sanık ..."in... numaralı gsm hattı üzerinden ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... müdafi, sanık ... Yakar müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafileri, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi ve ... müdafinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler ayrı ayrı yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;

    A-)Sanık ... yönünden;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1.maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanıkların kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttükleri amaç ve saik de göz önünde bulundurularak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken suçun unsurları teşdit sebebi kabul edilerek 5237 sayılı TCK"nın 61/3 maddesine muhalefet edilmek suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
    B-)Sanıklar ... ve ... yönünden;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanıklar hakkında herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafilerine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, sanıklar hakkında herhangi bir beyan bulunamaz ise dosyaya yansıyan mevcut deliller dikkate alındığında sanıkların eylemlerinin örgüte sempati düzeyinde olduğu gözetilmeden atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçundan beraatleri yerine yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    C-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi ve sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    I-)Dairemizin 20.02.2018 tarih ve 2017/3618 Esas 2018/705 sayılı kararı ile “ByLock iletişim sisteminin” FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanıkların bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; "ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı"nın dosyaya getirtilmesi, değerlendirme ve tespit tutanağının temin edilememesi halinde, operatör kayıtları ile eşleştirmesi yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilen CGNAT kayıtları ve dosya içerisindeki HTS sonuçları

    karşılaştırılıp belirtilen hat üzerinden ByLock kullanan kişilerin sanıklar olup olmadığı doğrultusunda bilirkişiden teknik raporlar alınarak yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    II-)UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    III-)Temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan sanık ... yönünden Hakan Türken"in, sanık ... yönünden Ercan Aysel"in ve sanık ... yönünden Rıfat Özaltın"ın beyan ve teşhislerinin duruşmada CMK"nın 217. maddesi gereğince sanıklar Mehmet Fatih Yılmaz ve ... müdafilerine okunup diyeceklerinin sorulması, gerekli görülmesi halinde bu kişinin usulüne uygun şekilde duruşmada tanık olarak dinlenilmesi ve tüm bu deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    D-)Sanık ... yönünden;
    UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi, sanığın örgütteki konumu ve faaliyetlerinin ortaya konulması bakımından belirleyici delil niteliğinde olan tanık ..."in sanığın sohbet toplantılarına katılmasına ilişkin beyanlarının ayrıntı içermemesi dikkate alınarak bu hususta tanığın yeniden beyanına başvurulması, özellikle tanıktan sanığın hangi tarihe kadar toplantılara katıldığı hususunun sorulması suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    E-)Sanık ..., ... ve ... yönünden;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Ayrıntıları Dairemizin 26.10.2017 tarih ve 2017/1809 E-2017/5155 K. sayılı kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
    Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte


    hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
    Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, syf. 383 vd.)
    Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280)
    Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 E.sy.kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan sanık ..."nun, Bank Asya hesap kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre, para yatırma işlemlerinin rutin bankacılık işlemi olduğu, tanık ifadelerinin duyumdan ibaret olduğu, tanık Sinan Sevinç"in sanığın bilim toplantılarına katıldığını beyan etmesi karşısında sempati düzeyini aşmayan ve silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel faaliyeti de tespit edilemeyen sanığın, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna ve örgüte üye olma suçundan mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden

    uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığından, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
    FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne organik bağla katılıp hiyerarşik yapısına dahil olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk oluşturan eylem ve faaliyetlerde bulunduğu kanıtlanamayan sanıklar ... ve ..."nın, Asya Katılım Bankasına talimat dönemlerinde para yatırmaktan ibaret eylemlerinin, TCK’nın 314/3 ve 220/7.maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2.maddesinde düzenlenen örgütün hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun vasfında hataya düşülerek silahlı örgütüne üyelik suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    F-)Sanık ... yönünden;
    Sanık ve müdafinin 31.05.2021 tarihli dilekçelerinde, sanığın etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini bildirip bir takım bilgiler verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın yeniden ayrıntılı olarak beyanlarının alınması, sanığın bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmasında zorunluluk bulunması,
    G-)Sanık ... ve ... yönünden;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanıklar hakkında dosya arasında bulunanlar dışında bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafilerine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi, beyan bulunmaması halinde dosya kapsamına göre, örgütün hiyerarşik yapısına organik bağ ile dahil olduğuna dair her türlü kuşkudan uzak delil bulunmayan, eylem ve faaliyetleri itibariyle yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik göstermeyen sanıkların eylem ve faaliyetlerinin sempati düzeyinde kaldığı gözetilmeden atılı suçtan beraatleri yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    H-)Sanık ... yönünden;
    Sanığın Bank Asya nezdindeki 2014 yılı öncesi dahil olmak üzere tüm hesap hareketlerinin getirtilip incelenerek, gerektiğinde bu konuda bilirkişi raporu alınıp, örgüt liderinin talimatından sonra ve bu talimat doğrultusunda katılım hesabı açma, para yatırma vb. işlemlerinin bulunup bulunmadığı tesbite çalışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    I-)Sanık ... yönünden;
    5271 sayılı Kanunun 210. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre de olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir.
    Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez. Yargılama konusu olayla ilgili sadece bir tanığın beyanından başka bir delilin bulunmadığı hallerde bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenilmesi gerektiği ifade edilerek doğrudan doğruyalık ilkesine açık bir vurgu yapılmıştır. Dolayısıyla, olayın tek delilinin bir tanığın açıklamalarından ibaret olması halinde, 5271 sayılı Kanunun 211. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, bu tanığın duruşmada dinlenmesi yerine önceki beyanlarının okunması ile yetinilebilmesi mümkün değildir.
    Yine aynı Kanunun 181/1 maddesinde; “tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen günün, Cumhuriyet savcısına, suçtan zarar görene, vekiline, sanığa ve müdafiine bildirileceği” açıkça düzenlenmiştir.
    Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde;
    Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkumiyetine esas alınan Gökhan Baş’ın beyanlarının tek ve belirleyici delil satüsünde olması nazara alındığında, CMK"nın 210. maddesinin 1. fıkrasında olayın delilinin bir tanığın açıklamalarından ibaret olması durumunda bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenmesi gerektiğinin, aynı Kanunun 188. maddesinin 1. fıkrasında ise tanık dinlenmesi için belirlenen günün, sanık veya müdafine bildirileceğinin belirtilmesi karşısında; her aşamada suçlamayı reddeden sanığın beyanına karşılık, tek delil statüsünde bulunan tanığın, duruşmada SEGBİS aracılığıyla mutlaka dinlenilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ..., sanık ..., sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ..., sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi ve sanık ... müdafinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara