Esas No: 2020/6108
Karar No: 2021/6477
Karar Tarihi: 14.06.2021
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6108 Esas 2021/6477 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davacı ... yönünden kabulüne, davacı ... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, davacı ..."in davalı bankanın aralarındaki kredi sözleşmesinden doğan alacağının teminatı amacıyla taşınmazı üzerine banka lehine ipotek koydurduğunu, diğer davacı ..."ün de aynı kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, bankanın kredi sözleşmesinden doğan alacağını tahsil etmek amacıyla haklarında ilamsız icra takibi başlattığını, ancak kredi sözleşmesinin tüketici kredisi niteliğinde olması sebebiyle ..."ün kefaletinin adi kefalet olup asıl borçlu takip edilmeden kefile doğrudan takip başlatılamayacağını, ayrıca alacağın ayni teminatla güvence altına alınmış olması sebebiyle de doğrudan ilamsız icra takibi yapılamayacağını öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılması gerektiğini ileri sürerek Antalya 12. İcra dairesinin 2012/475 sayılı dosyasıyla yapılan icra takibinin iptaline, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen ilk kararın, Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 2015/35311esas 2018/2095 karar sayılı ilamıyla takip konusu alacağın hangi krediden kaynaklandığının açıklığa kavuşturulması gerektiği, hangi takibin iptalini talep ettiklerinin açık olmadığı talep sonucu ile takip dayanağı kredi sözleşmesinin tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasının ardından bozmaya uyulmuş ve davanın kısmen kabulü ile davacı ... yönünden açılan davanın kabulü ile Antalya 12. İcra Dairesinin 2012/475 sayılı icra takibinin iptaline, davacı ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile Antalya 12.İcra Dairesinin 2012/475 sayılı icra dosyasında yürütülen takip nedeniyle takip tarihi itibariyle 5.052,17 TL asıl alacak 595,4 TL işlemiş faiz 13.85 gider vergisi ve 134,44 masraf olmak üzere toplam 5.842,51 TL tutarında davalı bankaya karşı borçlu olduğunun tespitine, şartları oluşmadığından tazminat ile fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle kararda yazılı gerekçelere göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, menfi tespit davasıdır. Davalı banka 03/03/2010 tarihinde 48.834,62 TL asıl alacak, 595,14 TL işlemiş faiz 29,76 TL%5 BSMV ve 135,44 TL masraf olmak üzere toplam 49.594,96 TL "nin asıl alacağa işleyecek %28,86 oranındaki faiziyle birlikte davacı kefil ... ve kredi borçlusu ..."ten tahsilini istemiştir. Mahkemece her ne kadar 06/05/2009 tarihli muacceliyet ihtarında borcun ödenmesi için muhataplara 1 aylık süre yerine 7 günlük süre verilmesi nedeniyle muacceliyet şartının gerçekleşmediği, bu nedenle bankanın sadece takip tarihinde muaccel hale gelmiş taksit alacaklarını talep edebileceği gerekçesiyle bilirkişi tarafından yapılan hesaba göre ve taleple bağlılık ilkesi gereği davacıların 5.052,17 TL asıl alacak, 595,4 TL işlemiş faiz, 13.85 gider vergisi ve 134,44 masraf olmak üzere toplam 5.842,51 TL tutarında davalı bankaya borçlu olduğunu bunun dışında kalan kısım açısından borçlu olmadığının tesipitine karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda taksit tutarları içinde yer alan anapara ve akdi faiz tutarlarının ayrı ayrı hesaplanarak 5.082,17 TL asıl alacak 4.003,15 TL işlemiş faiz 400,38 TL KKDF 276,95 TL gecikme faizi 13,85 TL gider vergisi ve 135,44 TL masraf alacağı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Oysa akdi faizin ana paraya eklenerek oluşturulan taksit tutarı bankanın kapitalize edilmiş asıl alacağını oluşturmakta olup, tamamının ana para içinde sayılması ve taksit tutarlarına taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek vade tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi ile bulunacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Bu husus göz ardı edilerek hatalı bilirkişi raporu ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz sebeplerinin reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.