Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1515 Esas 2012/2284 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1515
Karar No: 2012/2284
Karar Tarihi: 21.02.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1515 Esas 2012/2284 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/1515 E.  ,  2012/2284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 08.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapulu taşınmazın adi yazılı biçimde satışı geçersiz olduğundan bahisle dava reddedilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Somut olaya gelince; davada dayanılan imza ve içeriği yaptırılan bilirkişi incelemesiyle doğrulanan 05.09.2006 tarihli “gayrimenkul anlaşma senedi” başlıklı sözleşme, bir inanç sözleşmesidir. Dolayısıyla, iddia 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında sözü edildiği üzere yazılı delille kanıtlanmıştır.
    Yapılan bu saptamaya göre davanın kabulü ile 983 sayılı parseldeki davalının 1/2 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken inanç sözleşmesinin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın reddi doğru olmamıştır.
    Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara