Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7639 Esas 2012/11164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7639
Karar No: 2012/11164
Karar Tarihi: 20.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7639 Esas 2012/11164 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/7639 E.  ,  2012/11164 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında Fatih Mahallesi çalışma alanında bulunan 1300 ada 11 parsel sayılı 564,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın 20 yıldan beri ..."ün kullanımında olduğu şerhi verilerek davalı Hazine adına  tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın beyanlar hanesinde sehven ... adına şerh verildiğini, taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğunu iddia ederek adına  zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile Kadastro Müdürlüğü ve ... aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinin "iş bu taşınmaz bahçe 20 yıldan beri ... oğlu ..."ün kullanımındadır" kısmının "iş bu taşınmaz bahçe 20 yıldan beri ... oğlu ..."ün kullanımındadır" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiası ile dava açarak, zilyet olduğunun beyanlar hanesine şerhini istemiştir. 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi, “6831 sayılı Yasa"nın 20.6.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas - 2010/86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 179/1. maddesi ile hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 119/1. maddesi uyarınca dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi zorunludur. Bu bildirim sırasında yapılan yanlışlık, davanın her zaman husumet nedeniyle reddi sonucunu doğurmamakta ve hatanın giderilmesi imkan dahilinde bulunmaktadır. Temsilcide hata halinde, davanın husumet nedeniyle reddedilmeyip doğru hasma dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanabileceği, Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Nitekim, 6100 sayılı HMK"nın, "Tarafta İradi Değişiklik" başlığını taşıyan 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali yasal düzenlenmeye kavuşmuştur. Somut olayda da, dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermesi şeklindeki yanılgısı, temsilcide hata niteliğindedir. Hal böyle olunca, davanın tesbit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandığı takdirde 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesine dayanılarak açılacak davaların kabul edilebilmesi için malik Hazineye karşı davacı tarafın taşınmazda fiili kullanımının olduğunun kanıtlanmasının zorunlu olması nedeniyle, taşınmazın başında keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, keşif yapılmaksızın ve davalı ..."ün Hazineyi bağlayıcı nitelikte bulunmayan davayı kabul beyanı yeterli görülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca, açılan dava nedeniyle çekişmeli parselin kadastro tespiti kesinleşmediğinden 3402 sayılı Yasa"nın 1. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun öngördüğü biçimde doğru sicil oluşturması; başka bir deyişle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilirken çekişmeli parselin hangi nitelikte, miktarda, kim veya kimler adına hangi paylar oranında tescil edileceğinin hükümde açıkça gösterilmesi ve infazı kabil sicil oluşturulması gerektiği halde, sadece beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi ile yetinilerek, taşınmaz hakkındaki sicilin açık bırakılması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.













    Hemen Ara