Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/9374 Esas 2012/11044 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9374
Karar No: 2012/11044
Karar Tarihi: 18.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/9374 Esas 2012/11044 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/9374 E.  ,  2012/11044 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... 11. İCRA MAHKEMESİ


    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ..."in beraatlerine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş, Dairemizin 10.10.2011 tarihli kararı ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş,Yargıtay C.Başsavcılığının 28.11.2011 tarihli itirazı üzerine 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10.07.2012 tarihli kararı ile dosya yeniden Dairemize gönderilmiş Dairemizin mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin 02.10.2012 tarihli kararındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemini havi Yargıtay C.Başsavcılığının 04.12.2012 tarihli yazısı Dairemize gelmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmesi halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığı belirtilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiş olduğu gerekçesine dayanılarak Başsavcılığın 28.11.2011 tarihli itirazının kabulü ile Dairemizin mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin 02.10.2012 tarihli kararındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemini havi Yargıtay C.Başsavcılığının 04.12.2012 tarihli yazısı Dairemize gelmiş olmakla;
    Yargıtay C.Başsavcılığının talebi yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin sanıklar ... Sigorta ve ...Ltd. Şti. Yetkilisi ... ile ... Turizm İnşaat Ltd. Şti. Yetkilileri ile ilgili olarak kurulan 10.10.2011 tarih ve 2010/8855 Esas, 2011/5477 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede sonunda;
    1- ... Sigorta Yetkilisi sanık ... açısından kurulan hükme yönelik incelemede;
    Sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda, fiili durumun belirlenmesi amacıyla, sanığın yetkilisi olduğu borçlu ticaret şirketinin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılmadan ve kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği, ediyorsa hangi adreste faaliyette bulunduğu sorulmadan ve ticareti terk ettiğinin anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettiği, buna göre de şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- ... Limited Şirketi yetkilileri açısından kurulan hükme yönelik incelemede;
    29.01.2008 tarihli şikayet dilekçesinde ... Turz. İnş. Oto. Kay. Tr. Hay. Pet. Gıd. Tic ve San. Ltd. Şti yetkilileri ... ve ... gösterilerek ticareti terk suçundan dolayı cezalandırılmaları istenilmiş olup ... Ticaret Sicili Memurluğunun 20.08.2008 tarih ve 28047 sayılı yazısında anılan şirketi 13.08.2002 tarihinde tescil edilen ortaklar kurulu kararına göre 10 yıl süre ile temsil ve ilzama ..."ın Müdür sıfatı ile münferiden yetkili kılındığı en son 15.01.2007 tarihinde tescil edilen ortaklar kurulu kararına göre ..."ın imza yetkisinin kaldırıldığı bu tarihten sonra şirketin temsil ve ilzamı ile ilgili olarak herhangi bir ortaklar kurulu kararının tescilinin talep edilmediği, hali hazır ortaklarının ... ve ... olduklarının bildirilmesi karşısında, adı geçenlerin şirketin ticareti terk etmesi ile ilgili olarak, (İİK"nun 345. maddesindeki düzenleme de dikkate alınarak) anılan Kanun"un 44. maddesindeki yükümlülükleri bulunup bulunmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 18.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara