Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8422 Esas 2012/11034 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8422
Karar No: 2012/11034
Karar Tarihi: 18.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8422 Esas 2012/11034 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığa ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan dava açılmış, ancak mahkeme beraat kararı vermiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ticareti terk suçunu işleyen tüzel kişilerin cezalandırılması gerektiği kararını vermiştir. Daire, yapılan incelemenin ardından sanığın ticareti terk edip etmediğinin araştırılmasına yönelik eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Kanun maddeleri olarak, İcra İflas Yasası’nın 44. ve 337/a maddeleri ile Türk Ticaret Yasası’nın 18. maddesi zikredilmiştir.
16. Hukuk Dairesi         2012/8422 E.  ,  2012/11034 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... 1. İCRA MAHKEMESİ


    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ..."ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin 31.10.2011 tarihli kararına Yargıtay C.Başsavcılığının 03.12.2011 tarihli itirazı üzerine Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/635 esas, 2012/446 sayılı kararı ile 6352 sayılı Yasa"nın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, Dairemizin mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin 20.09.2012 tarihli kararındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemini havi Yargıtay C.Başsavcılığının 11.10.2012 tarihli yazısı Dairemize gelmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple Limited Şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmaslarına bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkca ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığı belirtilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin "ticareti terk eden kötü niyetli borçluların" bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirket müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı belirtilerek oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemizce yapılan inceleme sonunda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun anılan kararında belirtilen gerekçe Dairemizce de uygun görülerek, bu kararlar gereğince uygulama yapılmasının uygun olacağı gerekçesine dayanılarak Başsavcılığın 03.12.2011 tarihli itirazının kabulü ile Dairemizin mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin 20.09.2012 tarihli kararındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemini havi Yargıtay C.Başsavcılığının 11.10.2012 tarihli yazısı Dairemize gelmiş olmakla;
    Yargıtay C. Başsavcılığının talebi yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 31.10.2011 tarih ve 2011/2999 Esas, 2011/6688 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
    Sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda, sanığın ticareti terk edip etmediğinin ve kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediğinin araştırılmasına yönelik zabıta ve vergi dairesi müdürlüğüne yazılan yazı cevaplarının beklenerek, ticareti terk ettiğinin anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettiği saptanarak, buna göre şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 18.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara