Esas No: 2011/554
Karar No: 2011/1967
Karar Tarihi: 21.02.2011
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/554 Esas 2011/1967 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile 1295 parsel sayılı taşınmazı yararına buna bitişik olan davalı ...’a ait taşınmazdan geçit kurulmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, 1296, 1306 ve 1305 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulmasına karar verilmiş, dahili davalılar ... ve ... hükmü temyiz etmişlerdir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması
konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Mahkemece davanın kabulüne, davacı parseli yararına davalı parsellerinden geçit kurulmasına karar verilmiş ise de, taraf teşkili tam olarak sağlanmış değildir. Aleyhine geçit kurulacak taşınmazların tüm malikleri hakkında harcı da yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava mevcut değildir. Bu sebeple aleyhine geçit kurulması düşünülen taşınmaz malikleri hakkında harcı da yatırılmak suretiyle dava açılarak bu dosya ile birleştirilmesi için davacıya gerekli süre verilmeli, taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası incelenmelidir.
Ayrıca, dosya içerisindeki 12.08.2010 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye göre aleyhine geçit kurulan 1306 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün güneyindeki 1297 sayılı parselden daha küçük olduğu, ayrıca aleyhine geçit kurulan 1305 parsel sayılı taşınmazın da 1306 sayılı parselden daha küçük olduğu anlaşılmaktadır. Yine 13.08.2010 tarihli bilirkişi raporunda 1297 parselin 28 m2.lik kısmında kod farkından dolayı hafriyat gerektiği, iki saatlik bir çalışma sonucu az bir masrafla bu parselin 1305 sayılı parselin seviyesine indirilebileceğinin belirtildiği görülmüştür.
Geçit güzergahında büyük parseller mevcut iken yüzölçümü daha küçük olan parsellerden geçit kurulması fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır. Ayrıca, kod farkının da makul bir harcama yapılarak giderilebileceği anlaşıldığına göre mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda hareket edilerek öncelikle 1296 sayılı parselin (A) ile gösterilen kesimi yerine 1295 sayılı parselin ... köşesinden 1297 sayılı parsele geçilmek suretiyle; 1306 sayılı parselin (B) ile gösterilen bölümü yerine güneyindeki 1297 sayılı parselin (D) ile ve kırmızı renkle gösterilen bölümünden devamında da 1305 sayılı parselin (C) ile gösterilen kesimi yerine daha büyük parsel olan 1306 sayılı parselin sınırı içerisinden ve bu parselin doğusundan geçit kurulmasının mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir.
Mahkemece, taraf teşkili tam olarak sağlanmadan ayrıca eksik araştırma ve inceleme suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 21.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.