Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/10085 Esas 2010/1661 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/10085
Karar No: 2010/1661
Karar Tarihi: 18.2.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/10085 Esas 2010/1661 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir taşınmazın ortaklığını giderme davasında, mahkeme satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar vermiş, ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa, bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Mahkeme kararı bu ilkelere uygun olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Kanun maddeleri: H.U.M.K.’nun 428.maddesi.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/10085 E.  ,  2010/1661 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkeme satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Olayımıza gelince; ... parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar konusunda mahkemece "B harfi ile gösterilen ev Hüseyin’e, A harfi ile gösterilen ev Veyis’e ait olduğunun tespiti ile bedellerinin hissedarlara ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kurulan hüküm infazda karışıklığa neden olacağından yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arazi ile muhdesat değerleri arasında oran kurularak, satış sonunda elde edilecek bedelinde bu oranlar göz önünde tutularak dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.’nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara