(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/10064 E. , 2010/1658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığının giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, ... parsel sayılı taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu edilen taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay oranları ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez. 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 5578 Sayılı Kanun ile değişik 8. maddesi hükmü uyarınca tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre nitelikleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri-özel ürün arazileri-dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal
arazilerin miras hukuku bakımından “bölünemez eşya” niteliğini kazanacağı ve tarımsal arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “şerh” verileceği, belirlenen parsel büyüklüğünün; Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde iki hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde iki hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (paylı veya elbirliği ) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğü’nden sorulup zirai yönden aynen bölünmesinin mümkün olup olmadığı konusunda görüş alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeni’nden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye hudutları dışında ise İl İdare Kurulu’ndan İmar Yasası ve Yönetmeliği’ne göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinden kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz yanıt gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 13850 m² yüzölçümünde olan taşınmazda taraflar 5000/13850 ve 8850/13850 pay oranları maliktirler. Dosya içerisinde bulunan belgelere göre taşınmazın yola cephesi olduğu da anlaşılmaktadır. Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın aynen bölünemeyeceği belirtilmiş ise de bilirkişilerce neden aynen taksim edilemeyeceği konusunda bir açıklama getirilmemiştir. Özellikle ziraat bilirkişi raporunda toprak vasıflandırması da yapılmamıştır. Bu durumda bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Belediye başkanlığına yazılan yazı üzerine belediye başkanınca verilen cevabi yazıda 5578 sayılı yasa çerçevesinde taşınmazın aynen taksim edilerek bölünemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde işlem yapılarak öncelikle anılan taşınmaz da toprak yapısı ve vasfının İlçe Tarım Müdürlüğünden sorularak toprak vasfının belirlenmesi gerekir. Gelen cevabi yazı sonucuna göre taşınmazın 5578 sayılı yasa kapsamında kalmadığı ve aynen taksim edilebileceği anlaşıldığı takdirde taşınmaza ilişkin harita mühendisine ifraz projesi düzenlettirilmesi, ifraz projesi onay makamına gönderilerek aynen bölünmenin mümkün olup olmadığı sorulmak suretiyle alınacak yanıta göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu ve belediye başkanının cevabi yazısı ile yetinilerek yazılı şekilde taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.