Esas No: 2010/14883
Karar No: 2011/855
Karar Tarihi: 27.01.2011
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/14883 Esas 2011/855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2005 gününde verilen dilekçe ile mera tespit komisyonu kararının iptali istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera komisyonu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiş, hüküm Dairemizin 09.01.2007 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılan nedenlerden dolayı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, dava açılması için yasada öngörülen 30 günlük süre geçtiğinden bahisle dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir.
4342 sayılı Mera Kanununun 13/5 maddesi hükmü uyarınca, komisyon kararlarına karşı 30 günlük askı ilan süresi ve Tebligatı gerektiren hallerde tebliğden itibaren 30 günlük süre içinde asliye hukuk mahkemesine, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesine dava açılabilir. Aynı yasanın 21/2 maddesinde ise tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitlerden önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Mera Kanununun 13/5 ve 21/2 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun hak düşürücü süreye ilişkin hükümleri arasında paralellik sağlamayı amaçladığı görülecektir. Gerçekten,
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/1 maddesi hükmü gereğince 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir ve kadastro mahkemesinde dava açma olanağı kalmaz. Ne var ki, aynı yasanın 12/3 maddesi gereğince kadastro tutanaklarında yapılan hak ve tespitlere karşı 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılması mümkündür.
Görüldüğü gibi, 30 günlük dava açma süresi Mera Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlarla düzenlenmiş olup bu düzenleme ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkeme de belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, mera komisyonu kararlarına karşı 4342 sayılı Mera Kanununun 13/5 maddesi uyarınca 30 günlük sürede açılan davaların asliye hukuk mahkemesinde, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesinde açılması gerekir. Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Dairemizin 09.11.2007 tarihli bozma kararında konunun açıklanması bakımından bazı hususlar yazılmış ise de, mahkemece bozmaya yanlış anlam verilmiş, 30 günlük süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Oysa, yukarıda vurgulandığı üzere bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak yasanın 21/2.maddesi uyarınca 5 yıllık süre içinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılması olanaklıdır. Kısaca, bu süre içinde açıldığı anlaşılan davanın esasının incelenmesi gerekir.
Bu durumda yapılması gereken iş, Dairemizin bozma kararında belirtilen diğer inceleme ve araştırmaları yaparak, işin esası hakkında bir hüküm kurmak olmalıdır.
Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.