Esas No: 2012/8089
Karar No: 2012/10805
Karar Tarihi: 13.12.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8089 Esas 2012/10805 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, Müşküle Köyü'nde bulunan taşınmazlar hakkında bir dava yapılırken, davacının sadece bir parsel hakkındaki talebi kısmen kabul edilmiştir. Ancak mahkeme, tarafların iddialarını tam anlamıyla belirleyememiştir. Bu nedenle mahallinde keşif yapılması ve tüm delillerin toplanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, dava konusu olmayan başka birkaç taşınmazın kadastro tutanaklarının iadesi gerektiği ve kadastro hakiminin tescil kararı vermesi gerektiği hatırlatılmıştır.
Kanun Maddeleri: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Müşküle Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 65 ve 66 parsel sayılı sırasıyla 2880,84 ve 950,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ile 107 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 2438,82 ve 3488,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ayrıca 106 ada 65 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın 1981 yılından beri ... oğlu ..."in kullanımında olduğu ve taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının ..."a ait olduğu, 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın ve üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının 1981 yılından beri ..."ın mirasçıları ile ..."ın kullanımında olduğu ve ..."ın ölü oldukları şerhleri verilerek, davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak miras bırakan babalarının veraset ilamındaki mirasçıları lehine hisseleri oranında zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmış, yargılama sırasında ise, kendisi ve davalı kardeşi ... lehine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 107 ada 1 ve 2 sayılı parseller ile 106 ada 66 sayılı parsele yönelik davaların reddine, 106 ada 65 sayılı parsele yönelik davanın kısmen kabulü ile bu parselin beyanlar hanesinin ilk paragrafı hariç geri kalan kısmının iptali ile taşınmazın ... Güney"in mirasçılarının kullanımında olduğunun şerh verilerek tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının çekişmeli 106 ada 65 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasının kısmen kabulüne ve tüm mirasçılar adına kadastro tutanağının beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taşınmazın ortak miras bırakanları babalarından kaldığını ve taksim yapılmadığını iddia etmiştir. Davalı ..., taşınmazın miras bırakanları babalarından kalmakla birlikte yapılan paylaşma sonucunda kullanım hakkının kendisine kaldığını, bu nedenle fiili kullanıcının kendisi olduğunu ileri sürmüştür. Ancak davalı tarafın bu konudaki delilleri açıkça sorulup saptanmamış olduğu gibi uyuşmazlığın taraflar arasında paylaşım olup olmadığı noktasında toplanmasına rağmen bu husus aydınlatılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, tarafların gösterdikleri ve gösterekcekleri tüm deliller toplandıktan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar huzuru ile keşif
yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, önceki keşifte dinelenilen bilirkişi ve tanıklar ve tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip, çekişmeli taşınmaz üzerinde kim tarafından ne şekilde zilyetlik sürdürüldüğü tespit edilmeli, murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında usulüne uygun taksim yapılıp yapılmadığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, keşifte dinlenilen bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde usulünce giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Diğer yandan dava konusu olmadığı anlaşılan 107 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştirme işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesi gerektiği göz ardı edilerek bu taşınmazlar yönünden davanın esasına ilişkin red kararı verilmesi ve kadastro hakimi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazlar hakkında tescile ilişkin hüküm kurmak zorunda olmasına rağmen 106 ada 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tescil kararı verilmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.