14. Hukuk Dairesi 2010/14223 E. , 2011/381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.09.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, çaplı taşınmaza haksız elatmanın kal suretiyle önlenmesi ve komşuluk hukukuna aykırı zararlandırıcı eylemin giderilmesi istemleri ile açılmıştır.
Davalı, davacı ile yararlanma konusunda anlaştıklarını, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 128 ada 18 parseli çap kaydı içinde kalan duvarın yapılmasına davacı rıza gösterdiğinden bahisle dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 683. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Diğer taraftan malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı her türlü haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. Yasanın 719. maddesine göre de taşınmazın sınırları, tapu planları ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirlenir.
Somut olaya gelince; davacı 128 ada 18 parselin malikidir. Yapılan uygulamada bilirkişi krokisinde işaretlenen duvarın davacının maliki olduğu 18 parsel çap kaydı içerisinde kaldığı saptanmıştır. Davalı ise 128 ada 19 parselin maliki olup 18 parselle mülkiyet ilişkisi yoktur. Tapulu taşınmazlarda her türlü
kısıtlayıcı tasarrufun resmi biçimde yapılması gerektiğinden davacının davalıya kullanma konusunda yetki verdiği hususu tanık sözleri ile kanıtlanamaz. Davacının başlangıçta rızası olduğu kabul edilse bile dava açmak suretiyle mevcut rıza kaldırılmış sayılır.
Yapılan bu saptamalara göre davanın duvar yönünden kabulü yerine yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.