Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5926 Esas 2012/10713 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5926
Karar No: 2012/10713
Karar Tarihi: 12.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5926 Esas 2012/10713 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava tarafları arasında kadastro tespitinden kaynaklanan uyuşmazlık nedeniyle dava açılmıştır. Davanın sonucunda, çekişmeli taşınmazın tespitine karar verilmiştir ancak hüküm davacıların mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazın yarı hissesinin davacıların lehine tesciline hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 620. maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2012/5926 E.  ,  2012/10713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "tarafların dayanak tapu kaydının yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile zemine uygulanması, taşınmazın geçmişte kime ait olduğunun, kimden nasıl intikal ettiğinin, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığının, ... hissesinin satılıp satılmadığının, satılmış ise hangi tarihte ve hangi şartlarla satıldığının maddi olgulara dayalı olarak saptanması, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacıların mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazların tarafların murislerinden intikal ettiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların kök murislerinin ölümünden sonra taşınmazın taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise bu yerin davalılara isabet edip etmediği, taksim edilmemiş ise yarı hisseye sahip ... tarafından taşınmazın öncelikle eşi ..."a satılıp onun tarafından da davacılara satılıp satılmadığı ve zilyetliğin devredilip devredilmediğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz ilk olarak 19.04.1978"de tapu kaydı miktar fazlası olarak tescil harici bırakılmıştır. Yapılan bu tespite karşı davalılar ... ve ... ile ... eşi ..., tapulama mahkemesine verdikleri 10.08.1978 havale tarihli ortak dilekçe ile taşınmazın 1/2 hissesinin ... ve ... adına, 1/2 hissesinin ise ... adına tescilini talep etmişlerdir. Tapulama mahkemesince kadastro tespitinin olağan usulle yapılmadığından dosyanın kadastro komisyonuna gönderilmesine karar verilmiştir. Kadastro komisyonunca taşınmazın 3/6 hisse payının ..., kalan payların ise davalılar adına tespitine karar verilmiştir. ..., taşınmazın yarı hissesini ..."den satın aldığını ileri sürerek, davalılar ise, taşınmazın hisseli olduğunu ve kendilerinin şuf"a hakları bulunduğunu ileri sürerekı kullanmak istediklerini itiraz etmişlerdir. Kadastro komisyonunca, taşınmazın davalılar adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından Tapulama Mahkemesine başvurulmuş ve yapılan yargılama sırasında 05.05.1987 tarihli duruşmada davalılardan ... ve ... taşınmazın yarısının ..."ye ait olduğunu kabul etmişler, ancak şuf"a haklarını kullanmak istediklerini bildirmişlerdir. Tüm bu davalı beyanları çekişmeli taşınmazın yarı hissesinin ..."ye ait olduğu konusunda kuşku bırakmamaktadır. Yargılama sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, çekişmeli taşınmazda 1/2 pay sahibi olan ..."nin bu payını önce eşi ..."a, ..."ın da davacılara sattığı anlaşılmaktadır. Nitekim, dosya içinde bulunan 28.07.2011 havale tarihli ve ... Gür ile tanıkların imzalarını havi haricen düzenlenmiş, ... payının ..."a satılıp zilyetliğini devrettiğini belgelendirmektedir. 21.11.1978 tarihli senet ile de ..."ın satın aldığı hisseyi davacılara satıp zilyetliğini devrettiği anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazlarda ön alım hakkının varlığından da söz edilemez. Hal böyle olunca çekişmeli taşınmazın yarı hissesinin davacılar adına tescili gerekirken yazılı olduğu şekilde şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 12.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara