16. Hukuk Dairesi 2012/9230 E. , 2012/10619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 146 ada 29 parsel sayılı 969.87, 147 ada 23 parsel sayılı 1903.24, 147 ada 31 parsel sayılı 3.019.67, 148 ada 9 parsel sayılı 4.870.97, 150 ada 2 parsel sayılı 3.513.22, 187 ada 17 parsel sayılı 5.028,72 ve 188 ada 6 parsel sayılı 2.714.2 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazları 1983 yılında senet ile satın aldığı iddiası ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazlardaki ... mirasçısı ..."in hissesinin davacı adına tesciline, kalan hisselerin davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların kök muris ... "den kaldığı, terekenin mirasçılar arasında usulüne uygun taksim edilmemiş olması nedeniyle ..."in davacı ..."a tek başına yaptığı satışın sadece kendi payı yönünden hukuken değer taşıyacağı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Terekenin paylaşılmaması halinde mirasçılar arasındaki ilişkinin elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) konusu olması nedeniyle, mirasçılardan birinin, kendi miras payını satışı da hukuken geçerli bulunmamaktadır. Ne var ki, somut olayda mirasçılardan ... 1983 yılında satış suretiyle taşınmazın zilyetliğini davacıya devretmiş olup, davacının anılan tarihten itibaren kadastro tespitinin yapıldığı tarihe kadar taşınmaz üzerinde malik sıfatı ile zilyetilğini sürdürdüğü toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Her ne kadar satış geçersiz ise de, terekeye karşı 3. kişi durumunda olan davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşmiş olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların davacı adına tesciline karar vermek gerekirken, bu yön göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.