Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/10293 Esas 2022/8676 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10293
Karar No: 2022/8676
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/10293 Esas 2022/8676 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/10293 E.  ,  2022/8676 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suçlar : 1- Sanık ... hakkında: Haberleşmenin gizliliğini ihlal
    -2- Sanık ... hakkında: Kişiler arasındakkonuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
    Hükümler : Sanıklar hakkında CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince ayrı ayrı beraat

    Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanık ...’nın, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanık ...’ın beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
    1- Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.06.2015 tarihli iddianamede; suç tarihi 05.01.2015 ve suçlar “Kişiler Arasındaki Aleni Olmayan Konuşmaları Kayıt Etmek, Kişiler Arasındaki Haberleşmenin Gizliliğini Alanen İfşa Etme” olarak gösterilip, “Konya 3. Aile Mahkemesinde davacı ... K. ile davalı ... K. arasındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasında müştekilerin Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat ederek şüphelilerden ...'ın oğlu olan davacının dosyayı delil olarak sunmuş olduğu ses kaydının yapıldığı CD'lerin yasal olmayan bir şekilde dinleme yapılarak oluşturulduğunu beyan ettikleri ve yapılan soruşturmada şüphelilerden ...'ın müştekilerin evlerine gittiğinde kimsenin bilgisi olmadan telefonun ses kaydını açarak kayıt yaptığını kabul ettiğini öte yandan diğer şüpheli ...'nın da boşanmaya kendisinin neden olduğunun konuşulmasından dolayı eltisinin evindeyken gelen telefonda yaptığı konuşmalardan müşteki ... K. ile yaptığı telefon görüşmesini kayıt altına aldığını beyan ettiği tespit edilmiştir. Şüphelilerin üzerine atılı müsnet suçu işlediği yukarıda belirtilen delillerden de anlaşılmakla; Şüphelilerin yargılamasının mahkemenizde yapılarak yukarıda belirtilen sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur…” biçimindeki anlatıma dayalı olarak, sanık ...’nın haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan TCK'nın 132/3, 53; diğer sanık ...’ın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan TCK'nın 133/1, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunmalıdır. CMK’nın 170. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki son soruşturmanın açılması kararı, icra mahkemelerine verilen şikâyet dilekçesi gibi istisnai hükümler bulunmakla birlikte, kural olarak bir iddianame ile açılmaktadır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında, “İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.” ve aynı Kanunun 225/1. madde ve fıkrasında, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” düzenlemelerine yer verilmiş olup, iddianamede veya iddianame yerine geçen belgede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiilin ya da fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması ve açıklanan fiil ve faili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilmesi gerekir.
    Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde incelenen dosyada; sanıklara yüklenen ve suç oluşturduğu kabul edilen eylemlerin neler olduğundan bahsedilmeksizin sadece tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin ifadelerinin özetine yer verilerek sanıkların sevk maddelerine göre cezalandırılmasını isteme şeklindeki iddianamenin, eylemler açıklanmadığı için suç yükleme niteliğinde sayılamayacağı, dolayısıyla anılan belgenin hukuken iddianame niteliğini taşımadığı gözetilip, sanık ...’nın, katılan ... ile yaptıkları telefon görüşmesini gizlice kaydettiği ve ses kaydını boşanma davasına sunulmak üzere sanık ...’a verdiği iddia edilen eylemleri ile ilgili olarak TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile aynı Kanunun 132/3. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal, sanık ...’ın, katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi katılanların rızası olmadan kaydettiği, bu ses kaydı ile birlikte diğer sanık ...’dan aldığı ses kaydını, oğlunun davacı sıfatını taşıdığı boşanma davasına sunulmak üzere davacı vekiline verdiği iddia edilen eylemleri ile ilgili olarak TCK’nın 133/2. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, aynı Kanunun 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile 132/2. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından sanıklar hakkında usulüne uygun dava açılmasının sağlanması gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat hükümleri kurularak, CMK'nın 225/1. madde ve fıkrasına uyulmaması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de:
    Dosya kapsamındaki deliller, UYAP’tan erişilen nüfus kayıt örnekleri ve boşanma davasına ilişkin kesinleşmiş kararlarla birlikte değerlendirildiğinde; sanık ...’ın oğlu ... ile katılan ...’nın kızı olan diğer katılan ...’ün 25.09.2013 tarihinde evlenip, katılan ... ile kocasının bağımsız konuta yerleşmelerinden kısa bir süre sonra, katılan ...’ün rızası olmadığı halde eşi ile birlikte eşinin ailesinin yanında yaşamasından dolayı eşler arasında geçimsizliğin başlamasının ardından, katılan ...’ün, 2014 yılının başlarında, kendi ailesinin yanına gidip, kocasından fillen ayrı yaşadığı 26.07.2014 tarihinde, bir kız çocuğu dünyaya getirdiği, doğumdan yaklaşık 10 gün sonra, katılan ...’ün babasından alınan izinle sanık ... ve ailesi, katılanların evine gittiklerinde, sanık ...’ın, ortamdaki konuşmaları gizlice cep telefonuna kaydettiği, ilerleyen süreçte, sanık ...’nın katılan ...’ü çarşıda gezerken gördüğünden bahisle diğer sanık ...’ın “O kız çarşıda pazarda geziyor, artık bize lazım değil” şeklinde dedikodu çıkardığını iddia eden katılan ...’nın, bu nedenle sanık ... ile telefonla görüştüğü sırada, sanık ...’nın, aralarında geçen konuşmaları gizlice kaydettiği ve söz konusu ses kaydını sanık ...’a verdiği, sanıklar ... ve ... tarafından kaydedilen ses kayıtlarının, sanık ...’ın oğlu tarafından açılıp, Konya 3. Aile Mahkemesinin 2014/1148 esasına kayden görülmekte olan 27.11.2014 tarihli boşanma davasına, sanık ...’ın oğlunun vekili tarafından, davacı vekili sıfatıyla verilen cevaba karşı cevap ve delillerin sunulmasına ilişkin 05.01.2015 tarihli dilekçede, sanık ...’nın halk arasında bilinen ve hitap edilen “...” ismi kullanılıp, “…7- Davacı müvekkil, babası, kardeşi ve yengesi ile çocuğu görmek için davalının ailesinin evlerine gittiklerinde taraflar arasında geçen konuşma kaydı (1 No’lu 30 dk.'lık CD kaydı), 8- Dünür başının gelini ... hanımla davalının annesi ... hanım arasında geçen konuşma kaydı (2 No’lu 45 dk.'lık CD kaydı)…” biçimindeki açıklamalarla birlikte sunulduğu, bu şekilde konuşmalarının bilgileri olmaksızın kaydedildiğini ve rızaları olmaksızın boşanma davasına sunulduğunu iddia eden katılanların, 19.02.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek, sanıklardan şikayetçi olmaları üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanık ...’nın haberleşmenin gizliliğini ihlal, diğer sanık ...’ın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açıldığı olayda;
    Şikayete konu ses kayıtlarını içeren ve Konya 3. Aile Mahkemesinin 2014/1148 Esas sayılı dosyasına sunulan CD'ler, anılan mahkemeden istenip, incelenerek, tarafların beyanlarından da açıkça anlaşılacağı üzere, katılanların bilgileri olmaksızın kaydedilen konuşmaların; hangi tarihte, nerede ve kimler arasında geçtiği ile katılanların özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte herhangi bir konuşmanın kaydedilip kaydedilmediği ya da ses kayıtlarının içeriğinde sanıklara karşı işlenmekte olan (hakaret, tehdit, iftira gibi) bir suç veya sanıklara yönelen haksız bir saldırı bulunup bulunmadığı hususları açıklığa kavuşturulup, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanık ...’ya, katılan ... ile yaptıkları telefon görüşmesini gizlice kaydetmesi ve ses kaydını boşanma davasına sunulmak üzere sanık ...’a vermesi biçiminde isnat edilen eylemler, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile aynı Kanunun 132/3. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal, sanık ...’a, katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi katılanların rızası olmadan kaydetmesi, bu ses kaydı ile birlikte diğer sanık ...’dan aldığı ses kaydını, oğlunun davacı sıfatını taşıdığı boşanma davasına sunulmak üzere davacı vekiline vermesi biçiminde isnat edilen eylemler, TCK’nın 133/2. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, aynı Kanunun 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile 132/2. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında tartışılıp, olayda sanıklar açısından herhangi bir hukuka uygunluk nedeni olup olmadığı da irdelenerek, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, sanık ... hakkında; “…sanığın boşanma davası sırasında meydana gelebilecek olumsuzluklar nedeniyle ses kaydı yaptığına ilişkin savunmasının aksine kastını ortaya koyacak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği, bu haliyle sanığın suç işleme kastının bulunmadığı bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı…”, sanık ... hakkında; “…sanığın çocuk görme sırasında meydana gelebilecek olumsuzluklar nedeniyle ses kaydı yaptığına ilişkin savunmasının aksine kastını ortaya koyacak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği, bu haliyle sanığın suç işleme kastının bulunmadığı bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı…” biçimindeki yetersiz gerekçelere ve eksik incelemeye dayalı olarak, sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılanların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara