16. Hukuk Dairesi 2012/7745 E. , 2012/10509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Çubuklu Mahallesi çalışma alanında bulunan 2057 ada 2 parsel sayılı 249,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı kargir binanın 10 yıldan beri ..."ün fiili kullanımında olduğu şerhi verilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kendi zilyetliği altında bulunan 2057 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün yaklaşık 50 metrekare eksik tespit edildiği, taşınmazının yüzölçümüne dahil olan bu bölümün davalı 2057 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı iddiasına dayanarak, taşınmazın bu bölümüne yönelik olarak adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 38,83 metrekarelik bölümün davacı ..."ün kullanımında olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen EK 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas - 2010/86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK"nun 179/1. maddesi (6100 sayılı HMK"nun 119/1. maddesi) gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmayıp, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilde yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devamla tarafların bildirdikleri deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı ... aleyhine açılmış bulunan davanın, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı da getirtilmeden yürütülerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan, kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen hükmün BOZULMASINA, 06.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.