Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7062 Esas 2012/10482 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7062
Karar No: 2012/10482
Karar Tarihi: 06.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7062 Esas 2012/10482 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit edildiği ancak davacı tarafından zilyetlik şerhi istemiyle açılan dava sonucunda, beyanlar hanesindeki mevcut zilyetlik ve muhdesat şerhlerinin kaldırılması ve taşınmazın belirli kişilerin kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiştir. Ancak, dava dilekçesinde tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Bu nedenle, davanın tesbit maliki Hazine'ye yöneltilmesi, yasal hasım durumunda bulunan Hazine'nin dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesi ve keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili delillerinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi açıklanarak, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların Hazine adına tesciline ilişkin hükümler anlatılmıştır.
16. Hukuk Dairesi         2012/7062 E.  ,  2012/10482 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında  Fatih Mahallesi çalışma alanında bulunan 1301 ada 42 parsel sayılı 941,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın 25 yıldan beri ..."ün kullanımında olduğu ve üzerindeki 1 katlı kargir binanın ..."ün kullanımında olduğu şerhleri verilerek Hazine adına  tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendi zilyetliği altında bulunduğu iddiasına dayanarak, beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki mevcut zilyetlik ve muhdesat şerhlerinin kaldırılarak, taşınmazın 25 yıldan beri ... oğlu ..."ün kullanımında olduğu ve üzerindeki 1 katlı kargir binanın ... oğlu ..."ün kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davalı ..."ün kabul beyanı esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiası ile dava açarak, zilyet olduğunun beyanlar hanesine şerhini istemiştir. 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi, “6831 sayılı Yasa"nın 20.6.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda davacı tarafça, kadastro genel müdürlüğüne ve yararına şerh bulunan ... ..."e husumet yöneltilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermesi şeklindeki yanılgısı, temsilcide hata niteliğindedir. Temsilcide hata halinde, davanın husumet nedeniyle reddedilmeyip doğru hasma dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanabileceği, Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Nitekim, 6100 sayılı HMK"nın, "Tarafta İradi Değişiklik" başlığını taşıyan 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali madde kapsamına alınmıştır. Hal böyle olunca, davanın tesbit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya devamla, taşınmaz başında yapılarak tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili delillerinin değerlendirilmesi gerekirken, keşif yapılmaksızın davalının Hazineyi bağlayıcı nitelikte bulunmayan kabul beyanı yeterli görülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, açılan dava nedeniyle çekişmeli parselin kadastro tespiti kesinleşmediği 3402 sayılı Yasa"nın 1. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun öngördüğü biçimde doğru sicil oluşturma görevi bulunduğu, başka bir deyişle, çekişmeli parselin hangi nitelik ve miktarla, kim veya kimler adına hangi paylar oranında tescil edileceğinin hükümde açıkça gösterilmesi ve infazı kabil sicil oluşturulması zorunlu olduğu halde yalnızca beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi ile yetinilerek taşınmaz hakkındaki sicilin açık bırakılması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara