Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/3668 Esas 2022/8755 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3668
Karar No: 2022/8755
Karar Tarihi: 17.11.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/3668 Esas 2022/8755 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2022/3668 E.  ,  2022/8755 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme, görevi kötüye kullanma

    Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın mahkumiyetine, sanık ...'ın beraatine, görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında açılan kamu davalarının düşürülmesine ilişkin hükümler, sanık ..., sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafii, sanık ... müdafii, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 299. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, süresi geçtikten sonra sanık ... tarafından duruşmalı inceleme isteminde bulunulmuş olup, talep uygun görülmeyip duruşma açılmaksızın dosya üzerinde yapılan incelemede;
    23.10.2011 tarihinde yerel saatle 13:41 sıralarında, merkez üssü ... ili, ... ilçesinde meydana gelen ve merkez üssü Kasımoğlu köyü civarı, değeri değişik kuruluşlara göre 7,1 ile 7,3 arasında değişen, odak derinliği 19,02 km olan depremin meydana gelmesi üzerine, Vanyolu Mahallesinde bulunan ... APARTMANI'nın yıkılması ve çökmesi sonucu 19 kişinin öldüğü, yapılan ölü muayene işlemleri sonucu ölenlerin göçüğe (depreme) bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği, şikayeti devam etmekte olan 4 kişinin de yaralandığı olayda;
    ... Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından Temmuz 2012 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporuna göre; binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 23.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre bina 2003-2004 yılları arasında inşa edilmiş olduğunun belirtildiği, 13.08.1999 tarihli yapı ruhsatı dilekçesi, 13.08.1999 tarih ve 99/175 numaralı yapı ruhsatı, 14.12.1999 ve 22.03.2000 tarihli yapı kullanma izin belgesi dilekçeleri, 21.12.1999 tarih ve 99/38 numaralı yapı kullanma izin belgesi, muvafakat yazıları, ödeme dekontları ve noter evraklarından binanın 1997 yılından sonra yapıldığının anlaşıldığı, apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projelerinin olduğu ancak statik hesap raporları ile zemin raporlarının bulunmadığı, ... Apartmanının yapım yılına göre 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik kapsamına girdiği,
    23.11.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre, binanın taşıyıcı sistemi betonarme olup, zemin ve 5 normal olmak üzere toplam 6 kattan oluştuğu, 13.08.1999 tarihli yapı ruhsatına göre bina, işyeri olarak kullanılan zemin ve konut olarak kullanılan 6 normal olmak üzere toplam 7 kattan oluştuğu, 21.12.1999 tarih ve 99/38 sayılı yapı kullanma izin belgesinin ise sadece tamamlanan zemin kat için verildiği, mimari projeden binanın zemin ve 6 normal kat olmak üzere toplam 7 kattan oluştuğu ve zemin kat ile 1. kat arasında asma katın mevcut olduğu, yapı ruhsatı ve projeleri ile bilirkişi raporu arasında binanın kat sayısı açısından farklılıkların bulunduğu, ancak yapı ruhsatında belirtilen zemin ve normal kat yüksekliklerinin mimari ve statik proje ile uyumlu olduğunun görüldüğü,
    ... Apartmanına ait karot numuneler üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyi sonucunda; numunelerin ortalama basınç dayanımının 14.95N/mm2-12.70N/mm2 ile 9.03-20.86N/mm2 arasında değiştiği, bunun da binada dökülen betonun oldukça heterojen olduğu anlamına geldiği, elde edilen bu basınç dayanımlarının, 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelikte belirtilen 1. ve 2. deprem bölgelerinde kullanılması zorunlu asgari C20 beton sınıfına ait dayanım değerinden düşük olduğu gibi, deprem bölgesine bakılmaksızın kullanılması zorunlu olan minimum beton sınıfı C16'dan da daha düşük olduğunun belirlendiği, dosyadaki belgeler incelendiğinde, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, etriye çapı açısından yeterlilik gözükürken, etriye aralığı açısından yetersizlikler olduğu ile proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda sürekli temellerin, zemin emniyet gerilmesi açısından yüzde yüzünün yetersiz olduğunun belirlendiği,
    Mahkemece hükme esas alınan 28/09/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; sanık ...'nin yıkılan binanın "fenni Mesulü" olduğu, bu konuda taahütname verdiği, ancak fenni mesul olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, sanıklar ..., ... ve ...'ın söz konusu binanın sahipleri ve müteahhitleri olarak yapımından sorumlu oldukları halde, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımında kendi üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle sorumlu oldukları, sanık ...'ın mimari proje müellifi olarak yalnızca mimari tasarımdan sorumlu olduğu, dolayısı ile binanın yıkılması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal eden ihmali davranışlarının müessir olmadığı ve bu konuda taksirinin varlığından bahsetmenin mümkün olmadığı,
    İmar ve belediye mevzuatına göre belediyelerin ruhsat verdikleri inşaatların yapımıyla ilgili denetleme görevlerinin binanın inşaat tekniğine göre inşa edilip edilmediğini kapsamadığı, bu nedenle belediye görevlileri ..., ..., ..., ..., ... hakkında yapılacak değerlendirmede bu hususun dikkate alınması gerektiği, ancak gerek bilirkişi raporlarından gerekse KTÜ raporundan anlaşılacağı üzere, ... Apartmanı için statik hesap raporu olmadığı halde ve müellifinin isim ve imzası olmayan mimari ve statik projeleri kabul edilerek yapı ruhsatı verildiği, statik hesap ve raporu olmayan ek olarak müellifinin isim ve imzası olmayan mimari statik projeleri kabul ederek ruhsat veren bu hususta üzerilerine düşen dikkat ve özeni göstermeyen belediye görevlilerinin meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği şeklinde sonuca varıldığı,
    Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporları, yapılan inceleme, değerlendirme ve deliller neticesinde; 1. derece deprem bölgesinde yer alan ... Apartmanının taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binada projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının belirlendiği,
    İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün soruşturma aşamasında belediye görevlileri olan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yaptığı ön inceleme sonucunda aldığı 02.01.2013 tarihli karar ve 18.04.2014 tarihli ek kararında; 13/08/1999 tarihli yapı ruhsatının sıhhi tesisat projesi, mimari ve statik proje müelliflerinin isim ve imzaları bulunmadan, statik hesap raporları ile zemin etüt raporları düzenlenmeden verilmesi nedeniyle, 3194 sayılı İmar Kanunun 22 ve 02.10.1999 tarih ve 23804 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3030 Sayılı Kanun Kapsamı dışında kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 34. maddesi ile degişik 57. maddesine aykırı hareket edildiği, ayrıca 21/12/1999 tarihinde birinci kat için yapı kullanma izin belgesinin verildiği, diğer katların da tamamlandığı halde yapı kullanma izni alınmadan konut olarak kullanılmasına müsaade edilmek suretiyle 3194 sayılı İmar Kanunun 30. maddesine aykırı hareket edildiği gerekçeleri ile soruşturma izni verildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
    I-Sanık ... hakkındaki düşme hükmüne yönelik sanık müdafii, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelenmesinde;
    Sanık ...'in ... Apartmanına verilen 13/08/1999 tarihli yapı ruhsatını onaylayan Belediye Başkanı olduğu; yapı ruhsatının verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununa göre; Belediye Başkanının belediye teşkilatının en üst amiri olduğu, görevleri arasında belediye teşkilatını sevk ve idare etmek ve kanunda yazılı diğer görevlerinin bulunduğu anlaşılmakla; 13/08/1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen, kontrol eden ve onaylayanların ..., ... ve ... olduğu, bina mahallini tetkik eden görevlilerin (yapı kullanma izin belgesinde) ... (...), ... ve ... olduğu, yapı kullanma izin belgesini tetkik eden ve onaylayanların ise ... ve ... olduğunun tespit edildiği, buna göre en son ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesini onaylayan ve mühürleyen kişinin Belediye Başkanı sanık ... olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden, önüne gelen yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesini imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun zamanaşımına uğradığı görülmekle yapılan incelemede;
    Yapılan yargılama sonunda, sanık ... hakkında açılan davanın, suç tarihinden karar tarihine kadar süre içinde zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, sanık müdafiinin sanık hakkında düşme kararı değil, beraat kararı verilmesi gerektiğine; katılanlar vekilleri ve mahalli Cumhuriyet savcısının sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyizlerinin reddiyle, hükmün tebliğnamedeki isteme uygun olarak ONANMASINA;
    II- Sanık ...'ın taksirle öldürme suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik, katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Dosya içeriğine; inşaat teknikeri olan sanık ...'ın yasal olmayan bir şekilde binanın mimari proje ve statik proje işi ile inşaatın tekniğine uygun imal edilmesinde sorumluluk üstlendiği, sanığın 19/09/2012 tarihli savcılıkta alınan ifadesinde de kabul ettiği üzere; binanın yapımından bitirilmesine kadar tüm aşamalarıyla ilgilendiği, binanın kontrolünü de kendisinin yaptığını beyan ettiği anlaşılmakla; ... apartmanının teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen sanığın binanın yapımı aşamasında fiilen denetim yapmaması, fiilen denetim yapmadığı söz konusu binada yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C 16’yı sağlamayan beton kullanılması, binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olması, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar oluşu ile sürekli temellerin zemin emniyet gerilmesi açısından yüzde yüzünün yetersiz olduğuna ilişkin tespitler hep birlikte değerlendirildiğinde, inşaatın tekniğine uygun imal edilmesinde sorumlu olan sanık ...'ın yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve ... bitimi aşamasında, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanık ... hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle sanık ...'ın beraatine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyizlerinin bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA;
    III- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, sanıklar ..., ... ve ... müdafii, sanık ..., katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ... ve ... müdafii, sanık ... ve katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    3194 sayılı İmar Kanunun 28. maddesinde yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensuplarının, (fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre) yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olduğu, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılması halinde durumu ruhsatı veren Belediyeye bildirmekle mükellef olduğunun düzenlendiği, bu konuda ... Noterliğine ait 13.08.1999 tarih ve 6122 numara ile taahhütname vermiş olan sanık ...'nin, fenni mesul olmaktan kaynaklanan denetim görevini yerine getirmediği dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sanık ...'nin sorumlu olduğu, sanıklar ..., ... ve ...'nun ise, söz konusu binanın sahibi ve müteahhitleri olarak yapımından sorumlu oldukları halde, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından kendi üzerilerine düşen dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle kusurlu olduklarının kabul ve tespit edildiği olayda;
    1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından dikkat ve özeni göstermeyen, binadaki malzeme ve donatı yetersizliklerini denetlemeyen, bu nedenle birinci derece deprem bölgesinde bulunan ... apartmanının tamamen çökmesine ve 19 kişinin göçük altında kalarak ölmesine, şikayeti devam etmekte olan 4 kişinin de yaralanmasına asli kusurlu olarak neden olan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, ... ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında eksik cezaya hükmolunması,
    2-Depremde yıkılan ... apartmanından alınan karot numunelerinin teknik bilirkişiler tarafından incelenmesi neticesinde; 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olmasına rağmen, kullanılan betonun Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16'yı dahi sağlayamadığı, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar olduğu, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu; buna göre sanıkların yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve ... bitimi aşamasında, üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, tayin olunan cezalarında 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, inşaat mühendisi olduğu anlaşılan sanık ...'nin çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan, çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğini icrasında bulunmaktan 1 yıl 6 ay süre ile yasaklanmasına karar verilmesi,
    4-Taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ... ve ... müdafii, sanık ..., katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyizleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA;
    III-Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkındaki düşme hükümlerine yönelik sanıklar ..., ... ve ... müdafii, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ... ve ... müdafinin sanıklar hakkında düşme kararı değil, beraat kararı verilmesi gerektiğine; katılanlar vekillerinin ise yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-... Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği tarafından düzenlenen Temmuz 2012 tarihli raporda; “deprem nedeni ile yıkılan binada ... aşaması ve sorumluluk ilişkilendirilmesi” adı altında tablo hazırlandığı, söz konusu binanın yapılış tarihi itibariyle 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabi olduğu, binada kullanılan betonun yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16'yı dahi sağlamadığı, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, etriye aralığı açısından da yetersizlikler olduğu, ayrıca proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda, sürekli temellerin zemin emniyet gerilmesi açısından yüzde yüzünün yetersiz olduğunun belirlendiği, dolayısıyla tüm bu bulgular neticesinde proje müellifleri, yapı sahibi ve müteahhidinin, teknik uygulama sorumlusunun ve belediyenin ilgili birimlerinin sorumlu olduğunun belirtildiği, ayrıca binanın ... bitimi aşamasında biten bina inşaatının projeye uygunluğunun denetlenmediği, bu nedenle belediyenin teknik uygulama yetkililerinin de sorumlu olduğu sonucuna varıldığı,
    İnşaatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediyeler Kanunun “Belediyenin Vazifeleri” başlıklı 15. maddesinin 79. bendinde, “İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak, uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler alma” hükmünün yer aldığı;
    13/08/1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen ve kontrol eden sanıkların ... ve ... olduğu, 21/12/1999 tarihinde sadece zemin kat için verilen yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden görevlilerin ... (...), ... ve ... olduğu, yapı kullanma izin belgesini tetkik edenin ise sanık ... olduğu, bina sahibi olan sanıklar ..., ... ve ... tarafından inşaatına başlanılacak yapının sıhhi tesisat projesi, mimari ve statik proje müelliflerinin isim ve imzaları bulunmadan, statik hesap raporları ile zemin etüt raporları olmadan yapı ruhsatı verilmesi ve inşaatın yapım aşamasında gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle; 3194 sayılı İmar Kanunun “Ruhsat alma şartları” başlıklı 22. maddesindeki, “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge) mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmü ile aynı Kanunun 29. ve 30. maddelerindeki; "Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır...", "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için, inşaat ruhsatını veren belediye, valilik veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik bürolarından; 27 nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise, ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir. Belediyeler, valilikler veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik büroları, mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır..." hükümlerine aykırı davrandıkları; binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında ve etriye aralığı açısından yetersizlikler olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, malzeme kalitesinde, binanın proje ve yapım aşamasında yetersizlikler olması ve statik hesap raporu ile zemin etüt raporu olmadan binaya ruhsat verilmesi ile 21/12/1999 tarihinde sadece zemin kat için yapı kullanma izin belgesi verilmesi sonucu binanın meydana gelen deprem nedeni ile yıkılmasında, sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalarına rağmen, İmar Kanununa, 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve dönem itibariyle bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davrandıkları, üzerilerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili oldukları, bu nedenle meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, görevi kötüye kullanma suçu bakımından değerlendirme yapılarak, suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında düşme kararları verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyizleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 17.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara