Esas No: 2012/13375
Karar No: 2012/14531
Karar Tarihi: 18.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13375 Esas 2012/14531 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2010 gününde verilen dilekçe ile su yolu irtifakı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin yaklaşık 20 yıl önce izin almak suretiyle sulama suyu borusu döşediğini ancak sulama kanalı geçirdiği taşınmazların malikleri değişince yeni maliklerin bu hattı kullanmasına izin vermediklerini belirterek 200 ada 6 ve 16 parsel sayılı taşınmazları yararına, davalıların 200 ada 4, 5 ve 15 parsel sayılı taşınmazları üzerinden sulama suyu mecra hakkı kurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, 200 ada 6 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar lehine 09.07.2010 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen mevcut su borusu güzergahından aynı yer 200 ada 5, 10 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden mecra irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca, “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının ... siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda mevcut su borusunun geçtiği güzergah 165,24 m uzunluğunda 82,33 m2 alana sahip olup alternatif olarak değerlendirilen güzergah ise 136,84 m uzunluğunda ve 67,41 m2 alana sahiptir.Yine ziraat mühendisi tarafından düzenlenen rapora göre alternatif olarak değerlendirilen 16.06.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı renk ile gösterilen güzergahın en kısa hat olduğu ve bu hattan su
taşınmasının mümkün olduğu belirtilmiştir.Bu durumda mahkemece tesis edilen mecra irtifakı yerine 09.07.2010 tarihli ve akabinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 16.06.2011 tarihli fen bilirkişi raporlarında alternatif güzergah olarak belirlenen 200 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan başlayıp 5 ve 10 parsel sayılı taşınmazların müşterek sınırından ve buradan 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazların müşterek sınırından geçerek davacıya ait olan 200 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ulaşan güzergah üzerinden mecra irtifakı tesisi gerekirken davacının sübjektif arzuları dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca yargılama sırasında, uygun mecra irtifakı olarak dava açılanlar dışında yeni bir taşınmaz belirlenmesi halinde, bu yeni taşınmaz malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, 17 parsel sayılı taşınmazın maliki hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı da yatırılmak suretiyle davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekir.
Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 18.12.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.