Esas No: 2012/432
Karar No: 2012/10351
Karar Tarihi: 06.12.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/432 Esas 2012/10351 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kadastro sonucunda, Geçitli Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 4, 135 ada 32, 182 ada 12 parsel sayılı 19826.90, 1248.80, 10018.95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, irsen intikal, pay satışları ve paylaşma nedeni ile davalılar ... ve müşterekleri adına elbirliği ile mülkiyet şeklinde tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., aynı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydındaki payının adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının dayanağı olan ve tespitte uygulanan 2.4.1974 tarih ve 205,245 ve 366 sayılı tapu kayıt malikleri arasında yapılan paylaşım sonucu dava konusu taşınmazların davalıların murisi ...’a düştüğü, ...’in ölümü ile de mirasçılarının taşınmaz üzerinde 20 yıla ulaşan zilyetliğinin bulunduğu, davacı ... tapu kaydındaki payını tapu dışı olarak sattığından herhangi bir hakkının bulunmadığı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ...’ın tutunduğu ve tespitte uygulanan tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ..., babası ...’dan miras yolu ile gelen payını sattığını, daha sonra kayden satın aldığı payını ise satmadığını öne sürmüştür. Yerel bilirkişiler ve keşif sırasında dinlenen tutanak tanıkları davacı tarafın köydeki bütün taşınmazlarını 1968 yılında amca çocukları ...’a haricen satarak zilyetliklerini teslim ettiklerini beyan etmişlerdir. Bu durumda uyuşmazlık, tapu kaydı malikleri arasında paylaşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazın kime düştüğü ve tespit tarihine kadar paylaşmanın bozulup bozulmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak tapu dışı paylaşmadan sonra tapuda yapılan pay satışı paylaşmayı bozar. Bu şekilde yapılan pay satışının zeminde yapılan paylaşma sonucu kendisine düşen taşınmazın satışına ilişkin olması bu kuralın istisnasıdır. Hal böyle olunca sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece önceden dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde dava konusu taşınmazın başında yeniden keşif yapılmalı, davacının dayandığı tapu kayıtlarına konu olan taşınmazların tapu kayıt malikleri arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım yapıldı ise davacıya veya tapuda payını satın aldığı kişiye hangi taşınmazın bırakıldığı, davacı tarafından satın alınan payın, tapudaki pay mı yoksa davacıya paylaşımda zeminde düşen yere karşılık mı olduğu yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından ayrıntılı olarak sorulup, saptanmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön yeterince araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.