Esas No: 2012/12885
Karar No: 2012/14473
Karar Tarihi: 17.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12885 Esas 2012/14473 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.07.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmelerine dayalı ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 03.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin ise değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 2359 ve 1464 (imar uygulamasıyla 200 ada 6 ve 7 parsellere ifraz edilmiş) parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi Müstecep Kınalı ile yapılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapularının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın verilen kesin süre içerisinde keşif gideri avansının yatırılmaması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden önce 28.07.2008 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"da gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 114/1-g. maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 448. maddesinde bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı; 450. maddesinde de “1086 sayılı HUMK"nın yürürlükten kaldırıldığı” belirtilmiş; geçici 1. ve 2. maddelerinde ise “1086 sayılı HUMK"nın hükümlerinin istisnai olarak uygulanacak dava ve işler” gösterilmiştir. 6100 sayılı HMK"da gider avansı alınması ile ilgili açıkça istisna gösterilmediğinden, 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte bulunduğu dönemde açılıp derdest olan davalara da gider avansı alınmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı aşikardır.
6100 sayılı HMK"nın 120. maddesinde “Davacının, yargılama harçları ile her yıl... Bakanlığınca çıkartılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutar, dava açılırken yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği”; 324. maddesinde ise “taraflardan her birisinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı” belirtilmiştir. Keşif gideri, yerel bilirkişi ve tanık dinlenmesi için alınacak avans gideri dava şartı olan gider avansından olmayıp, delil ikamesi için alınacak avanslardandır. Delil ikamesine yönelik avans giderinin süresinde yatırılmaması halinde ikame edilen delilden vazgeçilmiş sayılır. Yapılacak ihtaratın geçerli olması için de bu husus ihtaratta yer almalıdır. Mahkemece, keşif delil ikamesine yönelik avans giderini yanılgıya düşülerek dava şartı gider avansı şeklinde değerlendirilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan dava konusu taşınmazların maliki muris Müstecep Kınalı"nın mirasçıları ... ... ve ..."ın davada taraf gösterilmediği anlaşılmıştır. ... iptali ve tescil davası hükmünden etkilenecek olan bu şahıslar aleyhine de dava açması için davacıya süre verilerek dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesi veya usul ekonomisi gereğince harçlı dilekçe ile davaya katılmalarının sağlanması, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir . Bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliği gereği diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.