Esas No: 2020/10180
Karar No: 2022/8711
Karar Tarihi: 17.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10180 Esas 2022/8711 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/10180 E. , 2022/8711 K.Özet:
Sanık, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum edilmiştir. Dosya Anayasa Mahkemesi tarafından incelenerek, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda mahkûmiyet kararı sonuç cezasının dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği ve bu uygulamanın sanık lehine olduğu kararına varılmıştır. Bu nedenle, dosyanın yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir. Sanık, temyiz itirazları yönünden haklı bulunmuş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52, 52/4. maddeleri: trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ile ilgili ceza maddeleri
- 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesi: trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tanımı ve ceza miktarı
- 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi: adli para cezası ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebileceğini düzenleyen maddeler
- 7188 sayılı Kanunun 5. maddesi: kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmayacağını belirten geçici düzenleme
- Anayasa Mahkemesinin 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı: kovuşturma evresine geçilmiş ifadesinin basit yargılama usulü yönünden Anayasaya aykırı olduğunu belirten karar.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK’nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52, 52/4. maddeleri gereğince
mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179.maddesinin 2-3.fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 17.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.