Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8665 Esas 2012/10284 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8665
Karar No: 2012/10284
Karar Tarihi: 04.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8665 Esas 2012/10284 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kadastro tespiti sonucunda 155 ada 12 parsel sayılı 428,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın sahipliği konusunda açılmıştır. Davalı, taşınmazı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sahip olduğunu iddia etmiştir. Ancak davacı, taşınmazı taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak talep etmiştir. Mahkeme, davanın reddine ve taşınmazın davalı adına tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak davacı vekili, bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay, dosya kapsamına göre, mahkemenin davacının taşınmazda sürdürdüğü zilyetliğin malik sıfatıyla mı, yoksa davalı adına mı olduğunu sorup, araştırmaya karar vermiştir. Ayrıca, taşınmaz üzerindeki fındık mahsulünün kim tarafından toplandığı ve gelirinden kimin, nasıl yararlandığı araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Bu kararın gerekçesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine uygun şekilde delillerin değerlendirilmemesi ve davanın dosya kapsamına uygun düşmemesi olarak açıklanmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmiş ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi. Bu madde, kadastro tespitinin gerçekleştirilmesinde, delillerin değerlendirilmesi ve karar vermede dosya kapsamının uygunluğunun önemini belirtmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2012/8665 E.  ,  2012/10284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Pelitçik Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 155 ada 12 parsel sayılı 428,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın babalarının sağlığında davalı ..."a verildiği yine ..."ın babasının sağlığında köyden ayrılıp gitmesi sonucu taşınmaza davacı ... ..."ın zilyet olduğu, üzerindeki fındık ağaçlarının da ... ... tarafından dikildiği belirlenmiş olup, esasen bu yön taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının taşınmazda sürdürdüğü zilyetliğin malik sıfatıyla mı, yoksa gurbette olan kardeşi davalı ..."a izafen mi olduğu noktasındadır. Buna göre, mahkemece, davacı tarafından dava konusu taşınmazın murisin ölümünden sonra yapılan taksim sonucunda kendisine düştüğünün kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın redine karar verilmiş olması dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, elverdiğince yaşlı, taraflarla yakınlığı ve husumeti bulunmayan, yöreyi iyi bilen kişiler arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tutanak tanıkları ve taraf tanıkları hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazda davacının sürdürdüğü zilyetliğin kendi adına mı yoksa davalı adına mı olduğu sorulup saptanmalı, ayrıca taşınmaz üzerindeki fındık mahsulünün kim tarafından toplandığı ve gelirinden kimin, nasıl yararlandığı araştırılmalı, tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişileri de dinlenilerek tespite esas beyanları açıklattırılıp, aykırılığın giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek; dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, 3402 saylı Kadastro Kanunu"nun 19/2. maddesi yönünden dosyada mevcut deliller tartışılarak karar verilmemiş olması da isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara