Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8664 Esas 2012/10283 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8664
Karar No: 2012/10283

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8664 Esas 2012/10283 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, Yukarıcivanlı Köyü'nde bulunan 108 ada 22 parsel numaralı taşınmazın hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil edilmesi için dava açıldı. Mahkeme, taşınmazın davacı ve davalı ... adlarına tespit edilmesine karar verdi. Ancak davalı ... tarafından temyiz edildi ve Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme yaptığını, keşif yapılması gerektiğini ve tapu kaydının sınırlarının kesin olarak belirlenmesi gerektiğini belirledi. Temyiz konusu bölüm, yapılacak incelemenin sonucuna göre tapulu yerlerin zilyetlikle iktisabı mümkün olamayacağı için davalının tapu kaydına dayanması yetersiz olacaktır. Bu durum, kadastro tespit günü itibariyle yürürlükte olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinin istisnasını oluşturmaktadır. Kanun, tapuda kayıtlı olmayan yerleri kazanmak isteyenlerin, 20 yıldan fazla nizasız ve fasılasız bir şekilde zilyet olmalarının gerekli olduğunu belirtir.
16. Hukuk Dairesi         2012/8664 E.  ,  2012/10283 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Yukarıcivanlı Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 22 parsel parsel sayılı 7202,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı ... tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın 02.06.2011 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4588,89 m2"lik alanın 108 ada 22 parsel numarası ile davacı adına; (B) harfi ile gösterilen 2606,42 m2"lik bölümünün ise aynı ada son parsel numarası verilerek davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün davalı ..."ın dayandığı 08.07.1948 tarih, 88 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı, kayıt kapsamı dışındaki fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün ise davacı ve murisi evvellerinin 20 yılı aşkın malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece davalının dayandığı tapu kaydının uygulaması yetersiz olduğu gibi, kapsamının hangi sınırlar esas alınarak belirlendiği, gayri sabit sınırın neresi olduğu keşif tutanağından anlaşılamadığı gibi, bu husus fen bilirkişi raporunda da açıklığa kavuşturulmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davalının dayandığı tapu kaydında yazılı sınırlar tek tek okunarak yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmesi sağlanmalı, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmak suretiyle, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, keşifteki beyanlar komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, böylece tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmelidir. Yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde ise taşınmaz başında yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli, temyiz konu bölümün dayanılan tapu kayıt kapsamında kaldığının saptanması halinde tapulu yerlerin zilyetlikle iktisabı mümkün olmamakla beraber, kadastro tespit günü itibariyle yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-c maddesinde öngörülen koşullarının varlığının bu durumun istisnasını oluşturduğu göz önüne alınarak, bu doğrultuda araştırma, inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacı ve davalı taraf adına tescile karar verilen bölümlerin toplamının taşınmazın kadastro tespiti ile belirlenen yüzölçümüne ulaşmaması nedeniyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalı ..."ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara