Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/9009 Esas 2012/10251 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9009
Karar No: 2012/10251
Karar Tarihi: 04.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/9009 Esas 2012/10251 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/9009 E.  ,  2012/10251 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL



    Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucu Hacıköy Mahallesi 418 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 11.661,55 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiştir. Davacı ..., iştirak halinde mülkiyet sahibi bulunduğu 418 ada 26 parsel sayılı taşınmaza ulaşımını sağlayan ve tesis kadastrosu sonucu paftasında gösterilen yolun yenileme kadastrosu sırasında gösterilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava, on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, tesis kadastrosu sonucu paftasında gösterilen ve ulaşımını sağladığı yolun yenileme kadastrosunda gösterilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. O halde dava, tesis kadastrosuna itiraz davası olmayıp, yenileme kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Bu nedenle uyuşmazlığın 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanununa göre çözümlenmesi gerekmektedir. Anılan Kanunun “itiraz ve davalar” başlıklı 5. maddesine göre yenileme tespitlerine yapılacak itirazlar ve komisyon kararlarına karşı açılacak davaların, 2613 ve 766 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre sonuçlandırılacağı düzenlenmiş olup, maddede atıf yapılan 2613 ve 766 sayılı Kanunlar, 3402 sayılı Kadastro Kanununu ile yürürlükten kaldırılmış ve yasalarda bu kanunlara yapılan atıfların 3402 sayılı Yasa"ya yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12/3. maddesi uyarınca on yıllık hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi kadastro tespitinin kesinleşme tarihidir. 2859 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin atfı nedeniyle yenileme tespitlerine karşı açılacak davalarda da on yıllık hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi tesis kadastrosuna değil, yenileme kadastrosuna ilişkin tespitin kesinleşme tarihi olacağı kuşkusuzdur. Dosya içerisinde bulunan çekişmeli taşınmaza ait yenileme tutanağına göre, tespitler, 03.10.2005 ile 01.11.2005 tarihleri arasında ilan edilmiş ve 02.11.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Buna göre, yenileme tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 15.06.2010 tarihi arasında on yıllık hak düşürücü süre geçmemiştir. Mahkemece, süresinde açıldığı anlaşılan davada tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak işin esası hakkında hüküm vermek gerekirken, dosya kapsamını değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara