Esas No: 2012/12523
Karar No: 2012/14414
Karar Tarihi: 13.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12523 Esas 2012/14414 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
I
Davacı- karşı davalı vekili tarafından, davalı- karşı davacı aleyhine 11.04.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, aksi halde irtifak hakkı tesisi, müdahalenin önlenmesi ve kal birleştirilen davada, müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 22.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 725.maddesi gereğince ... iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve duvarın kal’i, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada ise elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davanın davacısı ile birleştirilen davanın davacıları temyiz etmişlerdir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre asıl davanın davacısı ...’nın tüm, birleştirilen davanın davacısı ...’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Birleştirilen davanın davacısı ...’nun diğer temyiz itirazlarına gelince;
Gerek davacının 645, gerekse birleştirilen davanın davacısı adına tapuda kayıtlı 644 sayılı parsellerin kadastro tespiti 05.02.1982 tarihinde kesinleşmiştir. Temliken tescil isteyen davacı ... kadastro tespiti öncesine dayanarak, temliken tescile konu taşınmazını kadastro tespitinden önceki bir tarihte davalı taşınmazına taşkın olarak inşa ettiğini ileri sürerek bu
davayı açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gereğince; kadastro sırasında düzenlenen tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Davacı tarafından 22.12.2011 tarihinde kadastro tespitinden on yıllık süre geçtikten sonra bu dava açıldığından davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi hükmü gereğince davanın reddine karar vermek gerekirken, esastan inceleme yapılarak kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacısı ...’nın tüm, birleştirilen davanın davacısı ...’nun diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2). bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde ..."ya iadesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.