Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13203 Esas 2012/14406 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13203
Karar No: 2012/14406
Karar Tarihi: 13.12.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13203 Esas 2012/14406 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/13203 E.  ,  2012/14406 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 21.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, geçit ve intifa hakkı sahibi tarafından açılan haksız fiile dayalı maddi tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, müvekkillerinin üzerinde sinema bulunan 126 ada 415 sayılı parselin maliki olduklarını, davalıların maliki bulunduğu 126 ada 339 sayılı parsel üzerinde sinema lehine intifa hakkı bulunduğunu, davalıların murisinin ortaklığın giderilmesi yoluyla taşınmazı satın aldıktan sonra sinemanın taşınmazında kalan bölümünü yıktığını, giriş kapısını duvarla örerek kullanılmaz hale getirdiğini, içindeki tefriş malzemelerinin ve binanın zarar gördüğünü, taşınmaza verilen zararın tespit ettirildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 200.000,00 TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davacıların, sinemanın kullanılamaması nedeniyle uğradıkları kira kaybı nedeniyle 16.5.2002 ve 03.08.2010 tarihlerinde tazminat isteğine ilişkin olarak açtıkları davalar ile zarara ve fiile muttali olduklarını, zararın oluşmasına müvekkillerinin neden olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece, sinemanın intifa hakkına konu taşkın kısımlarının 2001 yılında yıkılmasından sonra, gerek ecrimisil gerek mahrum kalınan kira bedelleri yönünden 16.05.2002 tarihinde açılan dava sonucu davacıların haksız fiili öğrendikleri, yıllar sonra haksız eylemin devam ettiğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olacağı gerekçesi ile 27.12.2011 tarihinde açılan eldeki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Sorumluluk hukukunun genel kuralı gereğince, bir kimsenin haksız eylem nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için, öncelikle hukuka aykırı bir eylemin bulunması, bir zararın meydana gelmesi, zararın meydana gelmesinde kusurun bulunması ve haksız eylemle zarar arasında uygun illiyet bağının olması gerekir.
    Borçlar Kanunununun İkinci Fasıl"ının başlığı "Haksız muamelelerden doğan borçlar" olup 41-60. maddelerini kapsamakta ve haksız eylemlerden doğan düzenlemeleri içermektedir. Bu Fasılın içinde yer alan "Müruru zaman" başlıklı 60.maddesi gereğince, haksız bir eylem sonucu meydana gelen zarar nedeniyle zarar görenin, zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her durumda, zararın meydana gelmesine neden olan fiilin vukuundan itibaren de on yıl içinde istemde bulunulmasını devamında ise haksız eylemin suç teşkil etmesi durumunda, bu sürelerin ceza yasasında öngörülen sürelere bağlı olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Zamanaşımı süresinin başlangıcına gelince; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında bir ve on yıllık zamanaşımı sürelerini öngören BK"nun 60. maddesinde, bir yıllık zamanaşımı süresinin, zarar görenin, zararın varlığını ve zarar vereni öğrendiği tarihten, on yıllık sürenin ise zarar verici olay ya da fiilin vukuundan itibaren başlayacağı açıkça belirtilmiştir. Ancak sorumluluğa neden olan fiil veya olay, uzun süre temadi eden bir fiil ya da olay niteliğinde ise on yıllık süre, bu fiil ya da olayın sona erdiği anda işlemeye başlar. Başka bir ifadeyle, hukuka aykırı fiil işlenmesine rağmen, onun doğuracağı zarar henüz ortaya çıkmamış; zararın ortaya çıkması için fiil tarihinden sonra birtakım etkenlerin gerçekleşmesi veya belli bir zamanın geçmesi gerekiyor ya da süregelen bir zarar sözkonusu ise zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması da mümkün olmayacaktır.Borçlar Kanununun 60. maddesi gerek bir yıl ve gerek 10 yıllık sürelerin başlayabilmesini, zarara neden olan ve haksız bir fiil olarak nitelendirilen bir fiilin varlığına bağlamaktadır.Bu nedenle, zarar henüz gerçekleşmemişse bir fiilin salt işlenmiş olması zamanaşımı sürelerinin başlaması için yeterli değildir.
    Somut olayda, davacılar tarafından daha önce Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/345 Esas sayılı dosyası ile sinemanın kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle kira kaybından kaynaklanan tazminat davası açıldığı, 2010/473 Esas sayılı dosyasında da aynı nedenle farklı dönemlere ilişkin kira bedeli talep edildiği anlaşılmaktadır. Lehine geçit hakkı kurulan ve imar uygulaması sonucu oluşan 126 ada 415 sayılı parsel malikleri olan davacılar, taşınmazlarının üzerinde bulunan geçit ve intifa hakkına konu olan sinemanın, aleyhine geçit hakkı kurulan davalıların maliki olduğu 126 ada 339 sayılı parselde kalan kısmının yıkılarak giriş kapısının örülmek suretiyle kullanımının imkansız hale getirilmesi nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ederek 22.07.2011 tarihinde talep edilen tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda belirlenen zarar bedelininin tazmini için 27.12.2011 tarihinde 200.000,00TL maddi tazminat istemli eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiş ise de davacılar tarafından zararın halen devam ettiği ileri sürüldüğüne göre zararın gerçekleşip gerçekleşmediği ve halen devam edip etmediği tespit edilmeden zamanaşımının gerçekleştiği kabul edilemez.
    Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapıldığı anlaşıldığından yola cepheli hale gelip gelmediği, zararın gerçekleşip gerçekleşmediği ve halen devam edip etmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 13.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara