Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6161 Esas 2012/10183 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6161
Karar No: 2012/10183
Karar Tarihi: 03.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6161 Esas 2012/10183 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının bölündüğünü ve yüzölçümünün haksız bir nedene dayanarak eksiltildiğini iddia ederek tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davayı kabul etmiş ve hükümde yol olarak bırakılan bazı bölmelerin iptal edilerek taşınmazların yüzölçümünün artırılması kararını vermiştir. Ancak, dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü yerine Hazine olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, davacıya Hazine'ye yönelik bir dava açma olanağı verilerek davaya devam edilmesi kararlaştırılmıştır. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi hakkında da bilgi verilerek, uygulama kadastrosunda husumetin değiştirilen yüzölçümüne sahip komşu parsel maliklerine yöneltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi hakkında detaylı bilgi ise verilmemiştir.
16. Hukuk Dairesi         2012/6161 E.  ,  2012/10183 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    3402 sayılı Kadastro Kanun"un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında tapuda ... adına kayıtlı Evren Köyü çalışma alanında bulunan eski 112 parsel sayılı 18900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aradan yol geçirilerek yeni 101 ada 573 (13449.63 metrekare) ve 107 ada 12 sayılı parsel altında; eski 114 parsel sayılı 20000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aradan yol geçirilerek yeni 101 ada 572 (14327.67 metrekare) ve 107 ada 13 sayılı parsel altında tespit edilmiştir. Davacı ..., haksız olarak yol geçirilerek taşınmazlarının bölündüğü ve böylece yüzölçümünün haklı bir nedene dayanılmaksızın eksiltildiğini ileri sürerek taşınmazların eski yüzölçümlerine göre tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişinin rapor ve krokisinde 101 ada 573 ile 107 ada 12 sayılı parsel arasında (A) harfi ile gösterilen ve yol olarak bırakılan bölümün iptali ile (A) harfli 151.85 metrekarelik bölümün 101 ada 573 sayılı parsele eklenerek 101 ada 573 sayılı parselin 13601.48 metrekare yüzölçümüyle, fen bilirkişi rapor ve krokisinde 101 ada 572 ve 107 ada 13 sayılı parsel arasında (B) harfi ile gösterilen ve yol olarak bırakılan bölümün iptali ve (B) harfli 759.27 metrekarelik bölümün 101 ada 572 sayılı parsele eklenerek 101 ada 572 sayılı parselin 15086.94 metrekare yüzölçümü ile 22/2-a paftalarının yenilenmesine ve kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesine, tapu siciline bu şekilde tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Müdürlüğünü temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, uygulama kadastrosu ile yol bırakılabilmesi için yönetmeliğin 15. maddesine göre yolun kadim yol olması ve genel kadastro sırasında da mevcut olması, yolun kadim olmaması halinde ise yol bırakılabilmesi için sahibinin onayının olması gerektiği vurgulanarak; davaya konu edilen 22/a paftasında yol olarak bırakılan bölümün kadim yol olmadığı ve davacının da muvafakatının alınmadığı gerekçesiyle yolun iptaline karar verilmiştir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesince yapılan uygulama kadastrosunda husumetin, uygulama kadastrosu ile lehine sınırları değiştirilerek yüzölçümü artırılan komşu parsel maliklerine yöneltilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas, 2010/86 Karar sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. Öte yandan HMK"nun 119/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda yola karşı açılan davada husumet, Hazine yerine Kadastro Müdürlüğüne yöneltilmiştir. Ancak, dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek; davanın, tespit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.


















    Hemen Ara