Esas No: 2020/8848
Karar No: 2022/8879
Karar Tarihi: 22.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/8848 Esas 2022/8879 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/8848 E. , 2022/8879 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK'nın 231/11 maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; TCK'nın 179/3 maddesi yollamasıyla 179/2, 62/1, 50/1-a, 52/1-2 maddeleri gereği mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK'nın 179/3 maddesi yollaması ile 179/2, 62, 50/1-a, 52/1-2 maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair ... (Kapatılan) 5.Sulh Ceza Mahkemesinin 30/01/2014 tarihli, 2013/848 esas, 2014/65 karar sayılı kararının 19/02/2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 08/12/2014 tarihinde TCK’nın 106/1-1 maddesinde tanımlanan tehdit ve TCK'nın 125/1-2 maddesinde tanımlanan hakaret suçunu işlediği ve ... 24.Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 12/02/2016 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2016 tarihli, 2016/294 E. 2016/334 K. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-)Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan açıklanması geri bırakılan hükmün CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanmasına esas alınan ... 24.Asliye Ceza Mahkemesine ait 2015/199 Esas, 2016/21 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetlerin, TCK'nın 125/1. cümlesi maddesinde düzenlenen hakaret suçu ile TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olduğu, anılan hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 106/1-1. cümle maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı, yasal değişiklikten önce uzlaştırma kapsamında olan bir suçun uzlaştırma kapsamında olmayan bir suçla birlikte işlenmesi halinde fail hakkında uzlaştırmanın uygulanmasına olanak olmadığı, belirtilen değişiklikten sonra tehdit ve hakaret suçlarının beraberce uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına tabi olduğunun anlaşılması karşısında; hükmün açıklanmasına esas alınan ihbara konu hükümdeki hakaret suçuna ilişkin uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması, uzlaşma hükümleri yerine getirilmiş ise hükmün açıklanmasında isabetsizlik bulunmayacağı; uzlaşma hükümleri yerine getirilmemiş ise; karar tarihinden sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK'nın 106/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınması, tehdit suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle CMK'nın 253/3. madde ve fıkrasına 26/06/2009 tarihli 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen ve 09.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren ''Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz'' hükmü gereğince suç tarihi itibariyle uzlaşma hükümleri uygulanmayan hakaret suçu açısından da, 6763 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiğinin anlaşılması karşısında, CMK'nın 253. maddesinin 3. fıkrasına 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile, ''birlikte'' ibaresinden sonra gelmek üzere ''aynı mağdura karşı'' ibaresinin eklenmiş olması da göz önünde bulundurulup, TCK'nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
2-)Bozma ilamına uyulduğu takdirde, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadıysa, hükmün açıklanmasında isabetsizlik olmayacağı ve sanığa isnat edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''Basit yargılama usulü'' düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekeceği;
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.