Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/9892 Esas 2022/8912 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/9892
Karar No: 2022/8912
Karar Tarihi: 22.11.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/9892 Esas 2022/8912 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Dairesi tarafından verilen bir kararda, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedildiği belirtiliyor. Sanığın temyiz itirazları sonucu mahkeme kararının yeniden değerlendirilmesine karar verildiği ifade ediliyor. Kararda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun TCK'nın 179/3-2, 62/1, 52/2. maddelerine göre cezalandırıldığı belirtiliyor. Ayrıca, CMK'nın 251. maddesindeki düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararları sonucu sanık lehine işletilebileceği ve sonuç cezalarının dörtte bir oranında indirilebileceği açıklanıyor. İptal edilen düzenlemelerin geriye yürümediği, ancak basit yargılama usulünün uygulanabileceği dosyaların yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararda yer alan kanun maddeleri şöyle açıklanıyor: TCK'nın 179. maddesi (trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu), TCK'nın 62/1 maddesi (ceza miktarı belirlenirken dikkate alınacak hususlar), TCK'nın 52/2 maddesi (bir suçtan dolayı verilecek hapis cezası için üst sınır). CMK'nın 251. maddesi (basit yargılama usulü), CMK'nın 3. fıkrası (sonuç cezasının dörtte bir oranında indirilmesi).
12. Ceza Dairesi         2020/9892 E.  ,  2022/8912 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Karar tarihi : 02/06/2016
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : TCK'nın 179/3-2, 62/1, 52/2. maddelerine göre mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
    Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 22.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara