Esas No: 2012/8318
Karar No: 2012/10050
Karar Tarihi: 27.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8318 Esas 2012/10050 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Gümüşsuyu Mahallesi Çalışma alanında bulunan 1872 ada 31 parsel sayılı 377,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmaz bahçe üzerindeki 1 katlı kargir ev 25 yıldan beri kimlik bilgilerine ulaşılamayan..."nin kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, çekişmeli parselin zilyetliğinde olduğunu ancak adının ... olmasına rağmen... olarak tespit edildiğini belirterek çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tutanağının talebi doğrultusunda düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü"ne açılan davanın husumetten reddine, çekişmeli taşınmazın 2/B vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki “İş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 1 katlı kargir ev 25 yıldan beri kimlik bilgilerine ulaşılamayan..."nin fiili kullanımındadır.” ibarelerinin kaldırılarak dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine “İş bu taşınmaz bahçe olarak 25 yıldan beri Remzi ve Nebiye kızı 3.10.1970 doğumlu ..."un fiili kullanımındadır.” ibaresinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... Müdürlüğünü temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas-2010/86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK"nun 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda dava, tutanağın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak ... adının şerh verilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine"ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden, yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.