Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5489 Esas 2012/10026 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5489
Karar No: 2012/10026
Karar Tarihi: 27.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5489 Esas 2012/10026 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, Yeşilyurt Köyü Çalışma alanında bulunan bir taşınmazın kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Taşınmazın üzerinde bulunan bahçe ve fındıklık niteliğindeki alanlar Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı, üzerindeki fındık bahçesi ve evi olduğunu belirterek zilyetlik şerhi talep etmiştir. Ancak mahkeme, davanın açılması gereken kişilerin Hazine ve orman idaresi olduğunu belirterek davayı reddetmiştir. Temyiz sonucunda Yargıtay, davanın beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kanun maddeleri olarak 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4. maddesi üzerinde durulmuş ve bu maddelerde dava açma süresi veya kısıtlama bulunmadığı belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi         2012/5489 E.  ,  2012/10026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında Yeşilyurt Köyü Çalışma alanında bulunan 105 ada 65 parsel sayılı 99986,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, üzerindeki bahçelerin ...’a ait olduğu şerhi verilerek bahçe ve fındıklık niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı çekişmeli parselde zilyetliğinde olan fındık bahçesi ve evi olduğunu belirterek çekişmeli taşınmaz üzerinde lehine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, davalı ... İdaresine karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davanın kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinde ismi geçenlere karşı açılması gerektiği, şerhe ilişkin taleplerin ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesi"nden istenebileceği, genel mahkemeden istenemeyeceği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. Maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Yörede 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı,üzerindeki bahçelerin yukarıda isimleri yazılı şahısların kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe ve fındıklık niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve tespit 31.10.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafça zilyetlik şerhinin iptali istemi ile 13.10.2011 tarihinde açılan davanın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık sürede açılmış olduğu kuşkusuzdur. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na eklenen Ek 4. madde içeriğinde ve kadastro mevzuatında, tespit kesinleştikten sonra genel mahkemede dava açılabilmesini kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı gibi; bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bununla birlikte; kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. Dava 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava Hazine ile Orman İdaresi aleyhine açılmıştır. O halde mahkemece davacıya davasını beyanlar hanesinde ismi yazılı ..."a yaygınlaştırma olanağı tanınmalı, yasal hasım durumunda bulunan bu kişiler davaya dahil edilerek dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya devamla tarafların bildirdikleri deliller toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık esastan çözülmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara