Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11070 Esas 2012/14199 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11070
Karar No: 2012/14199
Karar Tarihi: 05.12.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11070 Esas 2012/14199 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/11070 E.  ,  2012/14199 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    .


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2003 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., Yeniceoba Belediyesinde bulunan 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının mera olduğunu ileri sürerek, ... iptali ve tescil istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 30.07.1984 tarihinde yapılan tapulama sırasında 15500 metrekare yüzölçümündeki 2823 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile Yeniceoba Belediyesi adına tescil edildiği, Konya Valiliğinin 25.02.1987 tarihli oluruna istinaden arsa niteliği ile Yeniceoba Belediyesi adına tapuya kayıt edildiği, 2823 parselde yapılan imar uygulaması ile dava konusu 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Belediye adına tescil edildiği ve belediye tarafından 05.02.1999 tarihinde dava dışı ..."e satıldığı onun da ..."na trampa yolu ile taşınmazı devir ettiği anlaşılmaktadır.
    Görülüyor ki taşınmaz 2823 sayılı mera parselinden gelmektedir. İmar planı içindeki meraların planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan mera vasfını yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha,
    ./..
    2012/11070-14199 -2-

    gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde ... adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise “Yolsuz Tescil “ olacağından ... her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı sağladığından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir.
    Anılan madde uyarıca işlem yapabilmesi için;
    a)Mera, 4342 sayılı kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle Belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır. Zira bu tarih itibariyle köy sınırları içerisinde bulunan veya bu tarihten sonra Belediye ve mücavir alan sınırları içersine alınan meralarda bu madde hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur.
    b)Mera, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içerisinde kalmalıdır. Bu tarihten sonra imar planı içerisine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda bu madde hükmü uygulanmaz. Yasa hükmünde geçen "imar planından" maksat ise, her türlü ölçekteki plan yani nazım, uygulama veya mevzi imar planıdır.
    c)Meranın, yerleşim yeri olarak işgal edilmesi, yani bu şekilde kullanılması, yerleşim ve işgal durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce var olması gerekir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda bu madde hükmü uygulanamaz. Bu maddenin uygulanmasında "yerleşim yeri" kavramı konut, konaklama, turizm, sanayi, askeri ve benzeri amaçlar için kullanılmak üzere planlanarak yapılaşmış veya eskiden beri bu amaçlarla kullanılan şehir, kasaba ve beldelerin üzerinde yapılaşma bulunan yerleşik alanlarını ifade etmektedir.
    d)Diğer bir koşul da; meranın, mera niteliği ile kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunmamasıdır.
    Yukarıda belirtilen şartların varlığı duraksamaksızın saptanmadan Belediye, diğer kamu kuruluşları ile gerçek kişiler adına tescil edilmiş meraların mülkiyeti belediye, diğer kamu kuruluşları ve gerçek kişilere bırakılamaz.

    Bu ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında;
    Davacı ... dava konusu taşınmazların evveliyatının mera olduğunu, ileri sürerek ... adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece şehir plancısı, zirai bilirkişi, harita mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişi de bulundurularak dava konusu 110 ada 8 sayılı parsel (imar uygulamasından önceki 2823 sayılı parsel) üzerinde yeniden keşif yapılmalı, imar planı ve uygulama haritaları belediyeden getirtilmeli ayrıca 01.01.2003 tarihinden önce çekilen hava fotoğraflarından da yararlanılarak öncesi mera olan dava konusu taşınmazın mera vasfını yitirip yitirmediği, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığı ve özellikle yerleşim, işgal ve yapılaşmanın 01.01.2003 tarihinden önce var olup olmadığı incelenmeli, keşfi izlemeye olanak sağlayacak sayıda fotoğraf çekilerek dosyaya konulmalı, yapılan tüm araştırmalar neticesinde geçici 3. maddedeki koşulların oluştuğunun saptanması halinde dava reddedilmeli, aksi takdirde satış suretiyle davalı adına yapılan tescil yolsuz tescil olacağından davanın kabulüne karar verilmelidir.
    Tüm bu yönler bir yana bırakılarak yetersiz araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara