Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5944 Esas 2012/9999 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5944
Karar No: 2012/9999
Karar Tarihi: 27.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5944 Esas 2012/9999 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kök muris tarafından bırakılan taşınmazın mirasçıları arasındaki paylaşımında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle açılmıştır. Mahkeme, taksim yapıldığını ve davalının taşınmaza sahip olduğunu kabul etmiştir. Ancak, yapılan araştırmanın yeterli olmadığı ve mirasın taksim edilip edilmediğinin belirlenmediği belirtilmiştir. Bu nedenle, keşif yapılması ve terekeye dahil taşınmazların tespit edilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: -
16. Hukuk Dairesi         2012/5944 E.  ,  2012/9999 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Gölköy Köyü çalışma alanında bulunan 178 ada 81 parsel sayılı 334,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal ve taksim nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar, ..., ..., ..., ..., ... ve ..., irsen intikal ve satın almaya dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın kök muris ..."dan kaldığı, ..."nın terekesinin çocukları arasında paylaşıldığı, nizalı parselin davalının babası ..."ye düştüğü ve ondan da davalı ..."a intikal ettiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın tarafların kök murisi ..."dan geldiği tartışmasızdır. Ancak, Mahkemece miras bırakanın terekesinin taksim edilip edilmediği yöntemince araştırılmamıştır. Taksim yapıldığına ilişkin Mahkemenin kabulü her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/159 Esas, 1982/6, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/228 Esas, 2007/63 sayılı kararlarına dayanıyor ise de bu ilamlar müdahelenin men"ine ilişkin olup, sadece davacı ... ile davalı ... taraf olduğundan, tüm mirasçıları bağlayan, kesin olarak paylaşmanın varlığını kanıtlayan mülkiyete ilişkin ilam olarak değerlendirilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, kök muris ..."nın terekesine dahil olan taşınmazların tümü belirlenerek mahallinde taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen, yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte kök muris ..."nın terekesinin tüm mirasçıları ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmelidir. Bu biçimde yapılacak araştırma sonunda geçerli bir paylaşım yapılmadığının anlaşılması halinde, davacı tarafça, miras bırakan anneleri Hayriye Kışlacık tarafından kök muris ... mirasçıları ... ve..."in paylarının onların mirasçılarından satın aldığı iddia edildiğine göre, davacı tarafın dayandığı 08.11.1963 tarihli köy senedi, 05.01.1958 tarih, 21 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde resmi vasiyetname, 27.06.1958 tarih, 538 yevmiye numaralı satış ve zilyetliğin devrine ilişkin düzenleme şeklinde noter senedi ve bila tarihli zilyetlik devir sözleşmesi keşifte uygulanmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.















    Hemen Ara