MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil intifa hakkı şerhlerinin terkini, irtifak hakkı şerhinin iptali ile ... adına yazılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davada, 09.03.1998 tarihli görev verilmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi hükümlerine dayanılarak, dava konusu parsellerde davalı yararına tesis edilen intifa ve irtifak haklarının kaldırılması ve ... adına yazılması istenmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı idare temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı ..., 661 parsel sayılı taşınmazın ... kaydına davalı şirket lehine konulan irtifak hakkı şerhinin iptali ile ... adına yazılmasını talep etmiştir. Mahkemece kayıtlardaki kullanım şekline ilişkin irtifak hakkı şerhlerinin iptaline karar verilmiş ancak bu şerhin davacı lehine yazılması istemine ilişkin bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Davacının bu istemi hakkında değerlendirme yapılarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, dava konusu 2567 parsel sayılı taşınmaz hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmişken tekrar hükmün beşinci paragrafında aynı parselle ilgili olarak davanın kabul edilmiş olması diğer bir deyişle aynı parsel hakkında çelişkili iki ayrı hüküm kurulması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.