Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5095 Esas 2012/9980 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5095
Karar No: 2012/9980
Karar Tarihi: 27.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5095 Esas 2012/9980 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/5095 E.  ,  2012/9980 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Karşıyaka Mahallesi çalışma alanında bulunan 4 ada 19 parsel sayılı 15.025,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine çekişmeli taşınmazın, taşlık, çalılık ve ırmak yatağı olan tarıma elverişsiz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisap edinilebilecek yerlerden olmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın 18.06.1984 tarihli komisyon kararı doğrultusunda davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın, tespitine esas dayanak tapu kaydı yöntemince uygulanmaksızın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan ve aynı kök kayıttan gelen Temmuz 1964 tarih 91 sıra, Mayıs 1968 tarih 1 ve 270 sıra numaralı ve 3.676,00 metrekare yüzölçümündeki tapu kayıtları, doğusu "Çubukçuoğlu Halim ve Şıhzade Hacı Abdullah Efendi", batısı "Pürgamoğlu Ahmet", kuzeyi "sahibi senet", güneyi ise "kuyu altı tarlaları" okumaktadır. Hal böyle olunca, güney hududu kuyu altı tarlası okuması nedeniyle dayanak tapu kaydının, gayri sabit hudutlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dayanak tapu kayıtları yöntemince uygulanarak kapsamı belirlenmediği gibi dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyması halinde dahi gayri sabit hudutlu olduğu ve kapsamının miktarı ile geçerli olacağı göz önüne alınmamış; kayıt miktar fazlası yönünden ise, davalılar yararına zilyetlikle iktisap koşulları oluşup oluşmadığı araştırılmamış ve taşınmazın tarımsal niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Bu tür eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle tespite esas tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip dosya ikmal edilmelidir. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup, kayıtlarda yazılı sınırlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, kaydın, çekişmeli taşınmazı kapsadığının anlaşılması halinde, gayri sabit sınırlı olduğu gözetilerek kapsamı, kayıt miktarına göre belirlenmelidir. Kayıt miktar fazlası yönünden, davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması için, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve tarımsal niteliğini belirtir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, üç kişilik jeolog bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazın ... yatağında kalıp kalmadığını, öncesinin dere yatağı olup olmadığını ve zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olup olmadığını bildirir eski raporları da irdeler şekilde rapor düzenlettirilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde harita düzenlettirilmeli, mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, komşu parsellerden biri hakkında verilecek hükmün diğerlerini de etkileyeceği göz önüne alınarak çekişmeli parsel hakkındaki dava ile komşu 4 ada 20 parsel sayılı taşınmazın da davalı olduğu dikkate alınarak bu parselle ilgili dava birlikte değerlendirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara