Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6699 Esas 2012/9976 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6699
Karar No: 2012/9976
Karar Tarihi: 27.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6699 Esas 2012/9976 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/6699 E.  ,  2012/9976 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... İCRA MAHKEMESİ

    Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ..."nun İİK"nun 338/1 maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm sanık tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 20.09.2010 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 20.09.2011 tarihli itirazı üzerine, Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/326 Esas, 2012/283 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; Müşteki vekilinin şikayetinin, sanığın mal beyanının İİK"nun aradığı şartları taşımaması nedeniyle İİK"nun 338. maddesi gereğince cezalandırılmasına ilişkin olduğunu,gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçunu düzenleyen 338. maddede; “Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikayeti üzerine..... cezalandırılır” hükmüne yer verildiğini;bu hükümle, İİK’nun 74 üncü maddesine göre icra dairesine bildirilmesi gerekli beyanın gerçeğe aykırı surette yapılmış olmasının bağımsız suç olarak düzenlenmiş olduğunu,koruduğu hukuki yarar “kamu güveni” olan bu suçun, yasadan kaynaklanan bir yükümlülüğün yasadaki koşullara uygun, ancak gerçeğe aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle işlenmekte ve suç tipinde kusur sorumluluğuna dayanılmakta olduğunu,gerçeğe aykırı bildirimde bulunmanın ise, borçlunun “başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi” veya “kendisine ait mal, alacak ve hakları” gizlemesi olduğunu,ancak bu suçun oluşabilmesi için bildirimin bizzat borçlu tarafından ve gerçeğe aykırı olduğu bilinerek yapılması ve aynı zamanda bu bildirimin İİK’nun 74 üncü maddesinde gösterilen hususları da içermesi gerektiğini,anılan maddede ise mal beyanının içeriğinin; “....borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nev’ini mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesi” olarak açıklandığını,madde metninden de anlaşıldığı üzere, içeriği itibariyle yasaya uygun bir bildirimden söz edilebilmesi için borçlunun bu beyanında; a) Çeşit, mahiyet ve vasıflarını da göstermek suretiyle borcuna yetecek miktardaki mal, alacak ve haklarını, b) Her türlü kazanç ve gelirlerini, c) Yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını, d) Borcunu ne surette ödeyebileceğini, bildirmiş olmasının gerektiğini,somut olay incelendiğinde; 140.103,56 TL. tutarındaki alacağın faiz ve masrafları ile birlikte tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını, borçlu sanığa ödeme emrinin 17/06/2009 tarihinde tebliğ edildiğini, sanığın da 19/06/2009 havale tarihli dilekçesi ile mal beyanında bulunduğunu, mal beyanında borcun bir kısmını 30 ton kuru domates satarak ödediğini, ayrıca elden 5000 TL ödediğini ,bakiye borcunu hesaplandıktan sonra ileride parası olunca ödeyeceğini,mal beyanı olarak da haline münasip bir evi ile ... İlçesi Ozanca Köyünde 336 parselde kayıtlı taşınmazının bulunduğunu,fakat bunların haczine muvafakat etmediğini,bankalarda herhangi bir mevduatının olmadığını,üçüncü kişilerde hak ve alacağının olmadığını bildirdiğini, talep üzerine ... İcra Dairesince ... plakalı araç üzerine haciz konulduğunu, ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 15/07/2009 tarihli yazılarına göre de 3645 parsel üzerine haciz konulduğunun,aracın mükellefiyet listesinin satış anında gönderileceğinin bildirildiğini, sanığın söz konusu araç ve taşınmazı mal beyanında bildirmediğinin anlaşıldığını;bu durumda, 1-Sanığın süresi içinde bildirdiği mal beyanında sahibi bulunduğu 3645 parsel ile ... plakalı aracı bildirmemesi bir vakıa ise de, bildirimde bulunduğu "336 parsel ile evinin" açık değerinin bilinememesi nedeniyle beyanına konu malların borcuna yetecek miktarda olup olmadığı hususunun açıklık kazanması gerektiğini, İİK"nun 74. maddesine göre verilmesi gereken mal beyanında, yukarıda belirtilen unsurların varlığı aranmakta ise de, mal bildiriminde bulunan sanığın suç işleme kastı ile hareket edip etmediğinin belirlenmesi için 19.06.2009 tarihli mal beyanında bildirdiği taşınmazların değeri belirlenip, borcu karşılar nitelikte olup olmadığı hususunun tespitinin zorunlu olduğunu, nitekim Yargıtay Yüksek 16.H.D"nin 19.01.2009 tarih ve 2008/8996 esas, 2009/271 karar sayılı hükmünün de bu yönde olduğunu, ayrıca icra dosyası ve yargılama dosyası içinde bildirilen taşınmazların özelliklerine ve değerlerine ilişkin hiçbir bilginin de yer almadığını, 2- Mal beyanında bildirilmeyen taşınmaz ve araç açısından da durum incelendiğinde, taşınmaz ve araç üzerinde mükellefiyet bulunup bulunmadığının araştırılmadığını,taşınmaz ve araç üzerinde başka dosyalardan dolayı haciz ve rehin şerhlerinin bulunduğunun anlaşılması halinde, suç kastının tayini açısından taşınmazların değerleri belirlenip, satışı halinde üzerindeki diğer dosya alacaklarının karşılanmasını müteakip bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağının tesbit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdirinin gerektiğini,çünkü bildirilmeyen taşınmazın ve aracın değerinin, diğer icra takip dosyası alacaklarını karşılamadığı ya da ancak karşıladığının belirlenmesi durumunda gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşmayacağını, Yargıtay 16.H.D"nin önceki uygulamalarının da bu yönde olduğunu,somut olayda yukarıda belirtilen saptamalar dikkate alındığında; Yargıtay Yüksek 16.H.D"nin onama kararına karşı, eksik araştırma nedeni ile sanık lehine itiraz olağanüstü yasa yoluna gidildiğini,bu nedenlerle Yüksek Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 20/09/2010 gün ve 2010/4578 esas - 2010/5251 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin ilamının, a) Mal beyanında bildirilen malların borcu karşılar nitelikte olup olmadığı, b)Mal beyanında bildirilmeyen malların üzerinde rehin ve haciz bulunup bulunmadığı, bulunması halinde, taşınmaz ile sanığa ait aracın değerleri belirlenip, satılması durumunda üzerindeki diğer rehin ve hacizlerin karşılanmasını müteakip bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı hususlarının tespitinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği yönlerinden sanık lehine olarak bozulmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 20.09.2010 tarih ve 2010/4578 Esas, 2010/5251 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda,
    Sanığın üzerine atılı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için bildirimin bizzat borçlu tarafından ve gerçeğe aykırı olduğu bilinerek yazı ile veya şifahen icra dairesine yapılması ve aynı zamanda bu bildirimin İİK"nun 74. maddesinde de belirtildiği üzere, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında "borcuna yetecek miktarın" nev"ini mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne surette ödeyebileceğini içermesi gerekmektedir. Hal böyle olunca; borçlunun 19.06.2009 tarihli mal beyanında bildirdiği haline münasip evinin ve 336 parsel sayılı taşınmazın, mal beyanında bulunduğu tarih itibarıyla değerleri belirlenerek, evin kıymetinin fazla olması durumunda, evin bedelinden haline münasip bir ev alınabilecek kısmının borçluya ayrıldıktan sonra kalan kısmı ile birlikte 336 parsel sayılı taşınmazın değerinin, borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı saptanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini, mal beyanında bildirilen taşınmazların kıymetinin alacağı karşılamadığının tespiti halinde ise bu kez mal beyanında bildirilmeyen 3645 parsel sayılı taşınmaz ile ... plakalı aracın üzerlerinde başka dosyalardan dolayı haciz ve/veya rehin bulunup bulunmadığı araştırılarak bulunması halinde mal beyanında bulunduğu tarih itibarıyla değerlerinin, üzerindeki diğer rehin ve hacizli dosya alacaklarını karşılamasını müteakip, bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı yönünde inceleme yapılmasını takiben sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik inceleme ile cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara