Esas No: 2012/11984
Karar No: 2012/14146
Karar Tarihi: 04.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11984 Esas 2012/14146 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.05.2009 gününde verilen dilekçe ile mer"a aidiyetinin tespiti ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... ve duruşmasız temyizi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.12.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı köy vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av... ile karşı taraf davacı köy vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy; dava konusu 111 ada 369 ve 370 parsel numaralı yaylaların, özel sicilindeki “tahsis edildiği köy ya da belediye” sütununda sadece davalı köy adına yayla olarak tahsis edildiğinin belirtildiğinden, özel sicildeki bu kaydın iptali ile dava konusu yaylaların “davacı ve davalı köylerin müşterek yaylaları” şeklinde tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davalı köy vekili temyiz etmiştir.
Bir davada davacının, o davayı açmasında hukuki yararı olmalıdır. Çünkü, mahkemenin vereceği hukuki himaye kararı (hüküm) davacının hukuki yararına yönelik olacaktır. Dava açılması için, hukuki yararın ideal bir menfaat olması yeterli değildir. Hukuki yarar, dava tarihinde mevcut olmalıdır. Ayrıca hukuki yarar 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi gereğince dava şartları arasında bulunduğundan mahkemece re"sen gözetilmelidir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, 25.12.2007 tarihli kadastro komisyon tutanağındaki karar uyarınca dava konusu...köyü, 111 ada 369 ve 370 sayılı parsellerin ... ve ... köylerinin müşterek yaylaları olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, bu karara istinaden mera kütüğünün “düşünceler” bölümüne 31.01.2008 tarihinde dava konusu yaylaların taraf köylere “müştereken tahsisinin yapıldığının” yazıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, yaylaların kuru mülkiyetinin Hazineye, kullanma hakkının köy ve belediyelere ait olduğu, mahkemece dava konusu 111 ada 369 ve 370 parsellerde taraf köylerin müşterek yararlanma hakkı bulunduğu da gözetilerek, her iki taşınmaz yönünden kullanma hakkı bedeli tespit edilerek, bunun sonucuna göre vekalet ücreti takdiri gerekirken, tespit edilebilecek bu değeri aşar şekilde ve taşınmazların tam mülkiyet değeri üzerinden hesaplanan 10.037,73 TL vekalet ücretine hükmolunması da doğru olmamıştır.
Bunların dışında, davacı köyün talebi dava konusu yaylaların aidiyetine ilişkin olup, taşınmazların yayla niteliği hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Hazineye yönelik davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
Değinilen bu hususların bir yana bırakılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı köy ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 900,00 TL’er Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı köyden alınarak, davalı köy ve davalı Hazineye verilmesine, 04.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.