Esas No: 2022/1727
Karar No: 2022/9068
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1727 Esas 2022/9068 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/1727 E. , 2022/9068 K.Özet:
Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen ve Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından incelenen bu karar, bir kişinin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı suçlanmasıyla ilgilidir. Şüphelinin, bir aileyle alacak meselesi nedeniyle ısrarla telefon ettiğini ve mesaj attığını iddia eden şikayetçi tarafından dilekçe verilmesinin ardından başlatılan soruşturma sonucunda, şüpheli hakkında soruşturma yapılmasına gerek olmadığına dair bir karar verildi. Ancak başlatılan itiraz sonucunda soruşturmanın yeniden genişletilmesi kararı verildi. Bu karar ise eksik tahkikat neticesinde çıkarılmıştı. Kanun yararına bozma istemi TCK'nın 123/1. maddesi ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin olduğu belirlenerek, Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından görevsizlik kararı verildi. Kanun maddeleri ise Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 173/3 ve 173/4 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26.10.2020 tarihli ve 2020/321 soruşturma, 2020/180 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile soruşturmanın genişletilmesine, yeniden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde bu kararın itiraza tabi olacağının hatırlatılmasına ilişkin ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 04.12.2020 tarihli ve 2020/1560 değişik ... sayılı kararını müteakip, eksiklikler giderildikten sonra, şüpheli hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.12.2020 tarihli ve 2020/519 soruşturma, 2020/284 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 16.02.2021 tarihli ve 2021/276 değişik ... sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 6545 sayılı Kanunun 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” ile aynı Kanunun 173/4. maddesindeki “Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 04.12.2020 tarihli ve 2020/1560 değişik ... sayılı kesin nitelikteki kararını müteakip, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, eksiklikler giderildikten sonra, soruşturmanın genişletilmesi kararı sebebiyle 26.10.2020 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz üzerine esastan bir karar verilmesi gerektiği cihetle, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.12.2020 tarihli ve 2020/519 soruşturma, 2020/284 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının hukuken yok hükmünde olduğu tespit edilerek, ilk kovuşturmaya yer olmadığına dair karar hakkında esastan bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ... Bakanlığının 10.09.2021 tarihli ve 94660652-105-62-8013-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.10.2021 tarihli, 2021/112523 sayılı ihbarnamesi ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.03.2022 tarihli, 2021/39869-2022/6634 sayılı görevsizlik kararı ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi ...’ın, şüpheli ... ile kimliği belirsiz şahısların ısrarla telefonla arayıp, mesaj göndermek suretiyle huzur ve sükununu bozduklarına ve cep telefonu numarasını hukuka aykırı olarak ele geçirip, başkalarına verdiklerine dair 25.08.2020 tarihli dilekçesi üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, şüpheli ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca “Yapılan tahkikat neticesinde şüphelinin 21/10/2020 tarihinde alınan ifadesinden müştekinin ailesi ile aralarında ... alışverişi gerçekleştiği, ancak daha sonradan aracı geri iade etmek için müştekinin ailesine ulaşmaya çalıştığı ancak ulaşamadığı, bu sebeple müştekinin telefon numarasına ve instagram adresine mesaj yazdığı, yapılan görüşmeler neticesinde yazılan mesajların herhangi birinin suç vasfı taşımadığının anlaşıldığı, müşteki her ne kadar şikayet dilekçesinde kendisini arayan numaraların hepsi hakkında şüphelilerin tespit edilmesini ve işlem yapılmasını talep etmişse de Anayasal koruma altında bulunan lekelenmeme hakkı kapsamında müştekinin şikayetinin herhangi bir maddi vakıaya dayanmaması sebebiyle soruşturma yapılmasının kişilerin lekelenmeme hakkını ihlal mahiyetinde olacağına kanaat getirildiği, müştekinin şikayetçi olduğu şüpheli ...'nın müştekiyi müştekinin ailesine ulaşmak amacıyla aradığına, bu durumun müştekinin huzur ve sükununu bozacak mahiyette olmadığına kanaat getirildiği, bu sebeple şüphelinin üzerine isnat olunan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediğine dair yeterli şüphenin mevcut olmadığına, yine şüpheli üzerine isnat olunan kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak suçuna istinaden dosya kapsamında şüpheli ile mezkur iddia arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmaması sebebiyle şüphelinin müsnet suçu işlediğine dair yeterli şüphenin mevcut olmadığına tüm dosya mündericatından kanaat getirildiği…” biçimindeki gerekçeye dayalı olarak, kişilerin huzur ve sükununu bozma ile verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından verilen 26.10.2020 tarihli ve 2020/321 soruşturma, 2020/180 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın, ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 04.12.2020 tarihli ve 2020/1560 değişik ... sayılı kararıyla; “…Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; TCK 123'de düzenlenen ‘kişilerin huzur ve sükununu Bozma’ suçunun hareket unsuru ‘ısrarla telefon edilmesidir’ somut olayda şikayetçinin anne-babası ile şüpheli arasındaki alacak meselesinden dolayı kendisinin ısrarla arandığı, mesaj atıldığı, sosyal medya hesabı üzerinden mesaj atıldığı iddiası ile şikayette bulunduğu, şikayet dilekçesinin ekinde arama mesaj dökümüne ilişkin ekran görüntüleri ibraz etmiştir. Cumhuriyet Savcısı tarafından şüpheli beyanı alınarak itiraz olunan KYOK kararı verilerek eksik tahkikat ile soruşturma tamamlanmıştır. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 24/01/2013, 2012/17642-2013/1355 sayılı emsal kararından da anlaşılacağı üzere hayatın olağan akışına göre bir veya iki kez arama ya da mesaj gönderme yolu ile bir konudaki meramın anlatılabilecekken üst üstte ve çok sayıda arama ya da mesaj gönderilmiş ise atılı suç oluşacaktır. Yukarıda izah edildiği üzere soruşturma dosyasının atılı suçun oluşup oluşmadığının tespit ancak ilgili GSM operatöründen HTS kayıtlarının getirilerek incelenmesi sonucunda atılı suçun oluşup oluşmadığı konusunda hukuki değerlendirmenin yapılması gerekirken eksik tahkikat neticesi itirazın kabulüne kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın soruşturmanın genişletilmesi sureti ile kaldırılmasına dair karar vermek gerekmiştir…” biçimindeki gerekçeyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden kabulü ile soruşturmanın genişletilmesine karar verildiği ve kanun yararına bozma isteminin TCK'nın 123/1. madde ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Kanun yararına bozma isteminin TCK'nın 123/1. madde ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin olmasına, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. maddesindeki; “…Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki ... bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır… c) Temyiz davasına bakmakla görevli olan daire, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalar ile olağanüstü kanun yollarına ilişkin davalara bakmakla da görevlidir…” hükmüne göre, 09.07.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve ihbarname tarihine göre uygulanması gereken 02.07.2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı gereğince kanun yararına bozma istemini inceleme görevi Yargıtay 4. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, görev uyuşmazlığının çözülmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.