Esas No: 2012/8253
Karar No: 2012/9866
Karar Tarihi: 26.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8253 Esas 2012/9866 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yere ilişkin olarak tapu kaydına dayanılarak açılan tescil davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı ..., tapu kaydı, miras yolu ile gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği Başpınar Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan 480.71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu ve davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı 6/11/1933 tarih ve 71 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak tescil davası açmış olduğu halde, dayanılan tapu kaydının revizyon görüp görmediği açıkça araştırılmamış, revizyon görmüş ise uygulandığı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları ile kadastroca oluşan tapu kaydı getirtilerek incelenmemiş, kaydın Osmanlıca olması nedeniyle revizyon durumunun bilinemediğine ilişkin tapu sicil müdürlüğünün yazı cevabı ile yetinilmiş olduğu gibi, tapu kaydı yöntemine göre uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, soyut nitelikteki beyanlara değer verilmiş, zilyetlik hususunda da yeterli araştırma yapılmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için davacı tarafın dayandığı 6/11/1933 tarih ve 71 sıra numaralı tapu kaydının kadastro tespiti sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği mahalli Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak saptanmalı, varsa kaydın revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri getirtilip dosyaya konulmalı; davacının aynı dava dilekçesinde adına tescilini istediği 159 ada 19 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın kadastro mahkemesinde devam etmesine ve sözü edilen davada da davacının aynı tapu kaydına dayanıp dayanmadığı konusunda açıklık bulunmamasına göre bu durum davacıdan sorularak açıklattırılmalı, dava edilen yerin su kanalı olarak tespit dışı bırakılan yer olduğu dikkate alınarak bu yerle ilgili kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı, su kanalının idari işleme dayalı olarak geçirilip geçirilmediği araştırılarak varsa belgeleri getirtilip dosya tamamlandıktan sonra, taşınmaz başında yeniden elverdiğince yaşlı, taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen, taraflarla yakın akrabalığı ve husumeti bulanmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşifte davacının dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişiler yardımı ve fen bilirkişi eli ile zemine uygulanmalı, tapu kayıtlarının hudutları zeminde tek tek gösterilmeli, gösterilen hudutlar fen bilirkişi krokisinde işaretlettirilmeli, bilinmeyen hudutların tespiti için davacıya tanık dinletme imkanı tanınmalı, kaydın kapsamı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, kayıt kapsamı belirlenirken varsa revizyon gördüğü parseller de göz önüne alınmalıdır. Taşınmazın dayanak tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin ne zamandan beri zilyet olduğu idarece kamulaştırılan yer olup olmadığı, hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren ve tapu kaydının uygulamasını gösterir ayrıntılı ve denetime elverişli krokili rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.