Esas No: 2012/7431
Karar No: 2012/9806
Karar Tarihi: 22.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7431 Esas 2012/9806 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Hisarçandır Köyü çalışma alanında bulunan 173 ada 35 parsel sayılı 1627,87 metrekare yüzölçümündeki tarla vasfındaki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Hüseyin oğlu 1964 doğumlu ..."ün 1992 yılından beri kullanımında oluğu ile parsel üzerindeki evin kendisine ait olduğu şerhleri verilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığının tespitine ve ... adına tapuya tesciline ve taşınmazın davalı Hüseyin oğlu 1964 doğumlu ..."ün 1992 yılından beri kullanımında olduğunun ve parsel üzerindeki evin kendisine ait olduğunun tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Yasa"nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen EK 4/1. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, kadastro tutanağının mülkiyet hanesinde adı yazılı tesbit malikleri ile varsa tutanağın beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 179/1. maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 119/1. maddesi uyarınca dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi zorunludur. Bu bildirim sırasında yapılan yanlışlık davanın, her zaman husumet nedeniyle reddi sonucunu doğurmamakta ve hatanın giderilmesi imkan dahilinde bulunmaktadır. Somut olayda, davanın, lehine zilyetlik şerhi verilen davalı ... yanında tesbit maliki olan Hazine"ye de yöneltilmesi gerekirken, dava Hazine yerine Kadastro Müdürlüğü"ne yöneltilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Davacının somut olayda, tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek şeklindeki yanılgısı, temsilcide hata niteliğindedir. Ancak, duruşmaların Hazine vekilince takip edilmesi, Hazine"ye kendiliğinden taraf sıfatı kazandırmayacaktır. Temsilcide hata halinde, doğru hasma dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanabileceği, Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Nitekim, hüküm gününde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın, "Tarafta İradi Değişiklik" başlığını taşıyan 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali madde kapsamına alınmıştır. Hal böyle olunca, davanın tesbit maliki Hazine"ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya devamla tarafların bildirdikleri deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılmış bulunan davanın yürütülerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde bulunduğundan, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.