Esas No: 2012/7908
Karar No: 2012/9747
Karar Tarihi: 22.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7908 Esas 2012/9747 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Sarıtepe Mahallesi çalışma alanında bulunan 335 ada 17 parsel sayılı 27.006 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar Hazine ve ... Belediyesi aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasına ..., taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla müdahil olmuş, davaya konu parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulüne, müdahilin davasının reddine ve çekişmeli parselin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın sınırında 335 ada 2 ve 14 parsel sayılı mera taşınmazları bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parsellerinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, komşu 335 ada 2 ve 14 sayılı mera parsellerinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselleri arasında ayırıcı nitelikte bir unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parsellerinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; mera tahsisinin bulunması ve taşınmazın mera tahsis haritası kapsamı dışında kalması halinde, öncesi mera olsa bile tahsisle birlikte mera niteliği kalkmış olacağından zilyetlikle kazanılmasının mümkün hale geleceği göz önünde bulundurularak tahsis tarihi ile tespit tarihi arasında 20 yıllık sürenin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, tahsis bulunmaması veya taşınmazın tahsis haritası kapsamında kalıp, öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.