Esas No: 2020/12216
Karar No: 2022/9263
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12216 Esas 2022/9263 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/12216 E. , 2022/9263 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ın mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:.Mah. . Sok.. adresinde sanıklar ..., ..., ..., ..., ...'ın ortağı olduğu .Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketinin yürüttüğü sanıklar ... ve ...'ın ustabaşı konumunda çalıştığı inşaat yapım işinde, inşaat kalıp işçisi ...'ün 9. katta, sökülen kalıpları toplamaktayken, 24.50 metre yükseklikten aşağı düşmesiyle ölümüyle sonuçlanan olayda,(I)Sanık ... hakkında yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde 1938 doğumlu, . oğlu sanık ...'ın 19/09/2017 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,(II)Sanıklar ... ve ... hakkında yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Taraf beyanlarından sanıklardan her ikisinin de kalfa olarak işçileri emir ve talimatları altında çalıştırdıklarının anlaşılması karşısında yetkili olmayanın tespit edilerek hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine dair ve sanıkların asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiği olayda suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde ölçülü şekilde alt sınırdan uzaklaştığı anlaşılmakla, mahkemece hükmedilen ceza tayini yerinde görüldüğünden ceza miktarına dair bozma öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.Sanık ...'ın, .Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketinin üstlendiği inşaatın kaba kalıp demir beton ve tuğla örme işini yüklendiği, sözleşmeye göre çalışanların ... güvenliğinden kalfanın sorumlu olacağının belirtildiği, beyanlara göre sözleşmenin imzalanmasından bir süre sonra sanıklardan .'nın sorumlulukları kardeşi .ile paylaşmaya başladığı ancak kendisinin de işten el çekmediği, tanıkların da beyanlarında emir ve talimatı . ve .'tan aldıklarını beyan ettikleri gözetildiğinde sanıkların çalışma yapılan yerin yüksekliğine karşın ...'ın emniyet kemeri kullanmasını sağlamayarak asli kusurlarıyla neticeye sebebiyet verdikleri anlaşılmıştır.Sanıklar hakkında kurulan hükümde, TCK'nın 85/1, 62. maddeleri gereği hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının aynı Kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20 TL'den adli para cezasına çevrilmesi esnasında, sonuç cezanın 18.200,00 TL yerine 10.900 TL olarak eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların kusur durumuna dair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
(III)Sanıklar ... ve ... hakkında yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tanık beyanları, sanıkların aşamalardaki tutarlı beyanları ve dosya kapsamından sanıkların . Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketinin ortakları olmalarına karşın fiilen inşaat işini yürüttüklerine dair bir emarenin dosyada bulunmadığı gözetildiğinde mahkemece sanıkların kusuru olmadığından bahisle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin ve sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA,
(III)Sanıklar ... ve ... hakkında yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğuna, kusur durumuna, dair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıklar müdafiinin beyanlarında inşaat işlerinin ... tarafından yürütüldüğünü bildirdiği, işyerinde çalışan işçilerin talimatları ...'dan aldıklarını beyan ettikleri, sanığın kendisinin de bu hususu doğruladığı,
Sanık ...'ın kovuşturma aşamasında kendisince doğrulanan 27/06/2012 tarihli savcılık ifadesinde inşaatın sorumlusu olarak abisi . ile birlikte inşaatın başında bulunduklarını beyan ettiği, 18/01/2012 tarihli taşeron kalfa ... sözleşmesinde de sanık .la beraber şirketi temsilen ikisinin imzasının bulunduğu,
Şirketin yetkilileri pozisyonunda bulunan inşaat mühendisliği yapan ...'ın ve mimarlık yapan ...'ın fiilen sorumlu oldukları anlaşılan kazanın gerçekleştiği inşaatta çalışanların yeterli ... güvenliği eğitimi almalarını sağlamaları gerektikleri gözetildiğinde aksine davranışlarıyla sanıkların asli kusurlarıyla neticeye sebebiyet verdikleri olayda;
1-)Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanıklar asli kusurlu olmakla birlikte, ölen kişi sayısı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile ... ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan uzaklaşmak yerindeyse de çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini
2-)Taksirli suçlarda TCK'nın 53/1-2-3 maddelerinde düzenlenen hak yoksunluklarının sanıklar hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi,
3-)TCK'nın 53/6. maddesinde belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde üç aydan üç yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, inşaat yapım çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan sanıkların çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde inşaat yapma işi icrasında bulunmaktan 3 yıl süre ile yasaklanmasına karar verilmesi,
4-)TCK'nın 50/4. maddesinde, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, TCK'nın 50. maddesinin sanıklar hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanıkların kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan sanıklar hakkında ölenin yasal mirasçılarının zararlarının giderildiği ve şikayetlerinden vazgeçtikleri gözetildiğinde sanıklar hakkında TCK'nın 50. maddesinin uygulanması gerekirken sanıklar hakkında yasal olmayan gerekçelerle TCK'nın 50. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.