Esas No: 2012/12329
Karar No: 2012/13643
Karar Tarihi: 26.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12329 Esas 2012/13643 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.03.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, paydaş oldukları 1033 ada, 66 parsel, 11 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın ... kaydı üzerinde davalıların murisi Hüseyin Keskin yararına 16.03.1970 tarihli ve 2391 yevmiye no"lu 1 yıl vadeli, 26.000 TL bedelli ipotek şerhi bulunduğunu, taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen kısmın teminatı amacıyla konan bu ipotek bedelinin ödendiğini, ipoteğin hükmünün kalmadığını ancak istenildiği takdirde tapuda gösterilen ipotek bedelini yeniden ödemeye de hazır olduklarını ileri sürerek ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar ipotek bedelinin ödenmediğini, ipotek bedelinin ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi halinde ipotek şerhinin kaldırılmasını kabul ettiklerini aksi halde davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişinin ipotek bedeli olarak bulduğu 26,00 TL depo ettirilerek ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
İpoetek halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden feri nitelikte sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek, teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendini gösterir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin
talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin kaldırılmasını dava yolu ile isteyebilir.TMK"nun 875. maddesi hükmüne göre de ipoteğin kapsamını ana para, takip giderleri ve gecikme faizi ve iflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği, tarihe kadar muaccel olmuş 3 yıllık faizi ile son vadeden başlayarak işleyen faiz girer.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 16.03.1970 tarihinde 26.000 TL için tesis edildiği görülmektedir. 16.03.1970 tarihli akit tablosunda 11 nolu meskenin kat irtifaklı 180/950 payını 80.000 TL bedeli mukabilinde bilvekale satın aldığını ve satış bedelinden bakiye kalan 26.000 TL için bilafaiz 1 yıl vade ile olmak üzere ipotek tesis edildiği yazılıdır. Davacılar borcun ödendiğini ispatlayamamış ve ipotek bedeli olarak 26,00 TL depo edilmiştir. Uyuşmazlık 1970 yılında konulan ve ödenmeyen 26.000 TL ipotek bedelinin hangi miktarda ödetilmesi gerektiği konusunda toplanmaktadır. 26.000 TL ipotek bedelinin daha sonraki yıllarda Türk parasından altı sıfır (000.000) atıldığı da gözetilerek, herhangi bir güncelleme yapılmadan, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ipotek akit tablosunda ödeme tarihi olarak belirtilen 16.03.1971 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte uzman bilirkişiye hesaplattırılması gerekir. Belirlenen bu değer davalılara ödenmek üzere davacı tarafından depo edilir ise davanın kabulüne karar verilmeli, aksi takdirde dava reddedilmelidir.
Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.