Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8165 Esas 2015/5928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8165
Karar No: 2015/5928
Karar Tarihi: 07.12.2015

Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8165 Esas 2015/5928 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, dolandırıcılık suçunda dava zamanaşımı gerçekleştiği için sanık hakkında düşürme kararı verilmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçuyla ilgili ise, sanığın suç kastının olmadığı ve borçlu olarak atılan imzanın rızalı olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeplerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan Anayasa Mahkemesi iptal kararının yayımlanması sebebiyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi
- 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi
- Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun 318., 321. ve 322. maddeleri
21. Ceza Dairesi         2015/8165 E.  ,  2015/5928 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yasal koşulları bulunmadığından sanığın duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
    I- Sanık ve müdafiinin, “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
    II- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    1- Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle, somut olayda; aynı suçtan hakkında mahkumiyet kararı verilen temyiz dışı hükümlü ..., Cumhuriyet savcılığındaki savunmasında kendi adına çek hesabı açtırdığı ve aldığı çek karnesini babası olan sanığa kullanması için verdiği çeklere herhangi bir imza atmadığını, ancak babasının çeklere kendi adına imza atarak kullanacağını bildiğini beyan ettiği, dosya kapsamında bulunan belgelerden sanığın olaydan önce benzer şekilde çok sayıda çek keşide edip kullandığının anlaşıldığı, katılanın da; olay öncesinde bu şekilde çeklerin getirilip kendisine verildiğini ve o çeklerin tahsil edildiğini belirttiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, suça konu çeklerin düzenlenmesi konusunda hükümlü Kamil"in önceden verilmiş rızasının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu ve sanığın zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket etmediğinden suç kastının bulunmadığı cihetle; atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı,
    2- Kabule göre de; T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nun 325. maddesi uyarınca bozmanın gerekçesine göre hükmü temyiz etmeyen sanık ..."a sirayetine, 07.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara